Cibali Baba Kıssası, Cibali Baba (Cebe Ali Bey) Kimdir?
Fatih Sultan Mehmet'in meşhur Cibali Baba Kıssası, hikayesi. Cibali Baba Kimdir? Risale-i Nurda geçen mânidar Cibâli Baba kıssası
Fatih Sultan Mehmet’in meşhur Cibali Baba Kıssası, hikayesi. Cibali Baba Kimdir? Risale-i Nurda geçen mânidar Cibâli Baba kıssası
Cibali Baba Kimdir?
Fatih Sultan Mehmet dönemi İstanbul’un Fethi zamanında önemli rol oynadığı ve hakkında bir çok rivayet bulunan Cibali Baba, bir çok kaynakta tarihi önemli bir şahsiyet olarak bilinmektedir.
Cibali Baba Kıssası
Bediüzaman Hazretlerinin Risale-i Nur’da Mektubat adlı eserinde de bahsettiği İstanbul’un Fethi zamanında önemli rol oynadığı, hakkında bir çok rivayet bulunan Cebe Ali Bey ya da meşhur bilinen ismi ile Cibali Baba hakkında tarihteki kıssalar…
Risale-i Nur / Mektubat / Yirmi Altıncı Mektup
Sultan Mehmed Fatih’in zamanında hikâye edilen meşhur ve mânidar Cibâli Baba kıssası nev’inden olarak, bir kısım ehl-i velâyet, zâhiren muhakemeli ve âkıl görünürken, meczupturlar.
Ve bir kısmı dahi, bazen sahvede ve daire-i akılda görünür, bazen aklın ve muhakemenin haricinde bir hale girer. Şu kısımdan bir sınıfı, ehl-i iltibastır, tefrik etmiyor.
Sekir halinde gördüğü bir meseleyi hâlet-i sahvede tatbik eder, hata eder ve hata ettiğini bilmez. Meczupların bir kısmı ise, indallah mahfuzdur, dalâlete sülûk etmez. Diğer bir kısmı ise mahfuz değiller; bid’at ve dalâlet fırkalarında bulunabilirler. Hattâ kâfirler içinde bulunabileceği ihtimal verilmiş. (Yirmi Altıncı Mektup)
Cibali Baba (Cebe Ali Bey) Kimdir?
İstanbul’un fethi zamanında, her biri çok değerli ve anlamlı birçok efsane yer almakta, destansı güzellik içermektedir. Bugünkü Cibali semtine adını veren Cebe Ali Bey’in öyküsü de bunlardan birisidir. Fethin kahramanları arasında yer alan, zaman içinde tuhaf efsanelere de konu olan bu asker ya da veli zat hakkında birkaç rivayet mevcuttur.
“Atma benim gavurcuklarıma”
Bunlardan birincisi;
Anadolu’nun Türkleşnıesi ve Müslümanlığın bu topraklarda yayılmasında büyük rol oynayan seçkin kişilerden biri de Cibali Sultan ya da resmiyetteki adıyla Cebe Ali Bey‘dir. Asıl adı Ali olup, doğum tarihi bilinmemektedir. Bursa Beyi Olduğu sırada Cebecı Ocağı’nı kurduğu için resmiyette “Cebe Ali Bey” adı ile anılmaktadır. Halk arasında da “Cibali Sultan’ adıyla bilinmektedir.
Cebeci Ali
Cibali Baba’yı İstanbul halkı çok iyi bilmektedir. Bu zat hakkında birçok efsaneler mevcuttur. Cibali Baba Hazretleri, Fatih devrinin en seçkin topçu askeriydi. Tarihte Cebeci Ali ismiyle bilinir. Cebeci kelimesi zamanla halk arasında Cibali haline dönüşmüştür ve böylece anılmaya başlamıştır.
Hıristiyan azizi Cibali Baba
Cibali Baba’nın bir Hıristiyan azizi olduğuna dair söylentiler vardır. Fatih Sultan Mehmed, şehri dört taraftan topa tutup bombardıman ettiği esnada Cebeci Ali, bin kiloluk taş gülleleri avuçlarıyla kavrayıp:
— “Atma benim gavurcuklarıma” dermiş. Bunun gibi daha birçok söylenti vardır.
Cibali semti
Bir rivayete göre Fetih öncesi gelip yerleştiği bugünkü Cibali semtinde Müslüman olmasına vesile olduğu insanların zarar görmemesi için İstanbul Fethi esnasında, Sultan Fatih’ten bu semtin topa tutulmamasını ister. Fatih de bunu kabul eder. Ancak ordu komutanlarının ısrarı üzerine burası da toplarla dövülmeye başlanınca, Cebe Ali Bey veya bilinen adıyla Cibali Baba’nın gelen gülleleri elleriyle geri atarak ‘dokunmayın benim gavurcuklarıma’ dediği ve keramet gösterdiği anlatılmaktadır.
Cibali Baba’nın asıl maksadı da oradaki gizli Müslümanları korumaktır. Taarruz günlerce, haftalarca devam ettiği halde, şehir bir türlü düşmemektedir ve İstanbul teslim alınamamaktadır. Atılan top gülleleri adeta tesirsiz kalması üzerine Akşemseddin Hazretleri bu duruma vâkıf olur ve Rabbinin huzura vararak el kaldırdığı; ‘Ya Rab ya benim canımı al, ya da Cibali Baba’nın ki fetih müyesser olsun’ dediği ve bu duanın kabul olmasıyla 28 Mayıs 1453 günü, yani fetihten bir gün önce Cibali Baba’nın vefat ederek hakka yürüdüğü ve böylelikle fethin gerçekleşmesinin mümkün olduğu anlatılmaktadır.
Muhtelif rivâyetler olmakla birlikte, en kuvvetli nakillere göre, o meczup velinin ismi “Cebe Ali”yani “Cibâli Baba”dır. Risâle-i Nur’da da bahsi geçen Cibâli Baba kıssası, kısaca yukarıda anlatıldığı gibidir.
Başka bir rivayet
Bir başka rivayete göre ise; 23 Mayıs 1453 tarihinde Fatih’in gemileri Haliç’e indirmesi üzerine, Bizanslılar Türk donanmasını batırmak için harekete geçer. Bir akşam karanlıktan yararlanan Bizanslılar, Venedikli Amiral Jüstinyani’nin gayretleriyle Türk gemilerine doğru hücuma geçerler. O anda Cebe Ali Bey, emrindeki yiğitlere şöyle der:
-Küffar donanmamıza yüklenir. Durman derya üzerine bir top çıkaralım!
Ancak bir topun bir gemiye yüklenip hazırlanması en az iki saatlik iştir. Saldırı ise anlıktır. İşte orda Cebe Ali Bey manevi yönüyle bir keramet gösterir. Kahraman cebecilerin üzerine bir anda bir uyku hali çöker. Gözlerini açtıklarında ise kendilerini toplarıyla birlikte denizin üzerinde bulurlar.
Tam Jüstinyani top ateşiyle Türk donanmasını yakıp yok etmeye hazırlanırken, cebecilerin isabetli top atışlarıyla Bizanslıları darmadağın eder. Hatta Jüstinyani’nin bindiği kalyon da alevler içinde Haliç’e gömülür. Latin komutan canını zor kurtarır. İşte bu olaydan sonra askerler arasında Cibali Baba’nın mübarekliğine inanılır. Çünkü birlikte olan kahramanlar yaşadıklarını her yerde anlatmaktadır. Fatih Sultan Mehmed bu olayı haber alınca Cibali Baba’yı çağırır ve takdir eder. Akşemseddin Hazretleri ise Sultana;
-Padişahım der, Allah’ın sevgili kulu çoktur. Cenab-ı Hakk’ın kudretine de sınır yoktur. Hamd-ü sena ediniz!
Resmi kayıtlara göre; kuşatmada Haliç surları bölgesinde görevlendirildiği ve emrindeki Cebeci Ocağı ile Potta Putta kapısını kırdırarak, içeri girmeye muvaffak olduğu ve bu bölgeye o nedenle önce Cebe Ali Bey ismi verildiği sonra bu ismin Cibali olarak değiştirildiği anlaşılmaktadır.
Komutan olarak birliği ile fetih esnasında ordunun ve sivil halkın günlük yiyecek ve içeceğini sağladığı, silah ve mühimmat ihtiyacının karşılanması, taşınması ve muhafazası görevini de onun yürüttüğü bildirilmektedir.
Cibali Sulten ya da Cebe Ali Bey
Bazı kaynaklarda İstanbul’un fethine iştirak eden bir başka Cibâli Baba’dan daha söz edilmektedir.
Evliya Çelebi’nin bahsettiği bu şahıs, “Bursa sübaşısı” olup, ismi yukarıda Cibali Baba kıssası olarak anlatılan meşhûr Cibâli Baba ile yer yer karıştırılmaktadır. Halbuki, bunlar birbirinden farklı şahsiyetlerdir.
İlgili Diğer Konular
- Fatih Sultan Mehmet’in Papa’ya cevabı
- Fatih Sultan Mehmed Kimdir?
- Bir Osmanlı Duası
- II. Abdülhamid Han’ın Hayatı
- Yıldırım Bayezid Hayatı
- Kanuni Sultan Süleyman Hayatı
- Osman Gazi Kimdir? Kısaca Hayatı
- Yavuz Sultan Selim Hayatı
Nukteler.com Facebook’ta!