Zünnûn ne demek? Kelime Anlamı Nedir?
Zünnûn ne demek? Zünnûn isminin anlamı nedir? Zünnûn hangi peygamberin lakabıdır? Zünnûn kelimesi Kuran'da geçiyor mu? Zünnûn kelimesinin kökeni nedir?
Zünnûn ne demek? Zünnûn isminin anlamı nedir? Zünnûn hangi peygamberin lakabıdır? Zünnûn kelimesi Kuran’da geçiyor mu? Zünnûn kelimesinin kökeni nedir? Arapça yazılışı ve okunuşu ve Hz. Yunus Peygamberin hikayesi
Zünnun kelimesi günlük hayatta ve yaşamda duyduğumuz kelimeler arasında yer almakla birlikte, ilk kez duyan kişiler arama motoru Google’da ‘Zünnun ne demek ne anlama geliyor?’ sorusunun yanıtını merak ediyor. Peki Zünnun kelimesinin kökeni nerden geliyor, Zünnun kelimesinin kaç anlamı var?
Zünnûn ne demek?
Farsça kökenli olduğu tahmin edilen Zünnûn (Arapça: ذُو النُّونِ) kelimesi eski Arapça’da büyük balık, balina, balık sahibi anlamına gelir. Zen-nûn, zil-nûn şeklinde farklı telaffuz edilen Zünnûn kelimesi, Yûnus peygamberi yutan ve büyük bir balık olan yunus balığını çağrıştırmaktadır.
Nitekim, Kuran-ı Kerim’de Enbiya Suresi 87. ayette geçen “ve zennuni” (وَذَا النُّونِ) kelimesi Yûnus peygamberin Kur’an’da geçen “balık sahibi” anlamındaki sıfatını ifade eder. Balık tarafından yutulduğu için kendisine Zünnûn lakabı verilmiştir. Çünkü Eski Arapçada Nûn sıfatı ise büyük balık/balina anlamını taşımaktaydı.
Zünnun isminin anlamları
- Balık sahibi; büyük balık, balina sahibi.
- Yunus Peygamber’in lakabı.
- Kuran’da Enbiya 87. ayette Yunus Peygamber ifade eder.
- Erkek ismi olarak kullanılır (Zünnûn-ı Mısrî)
Zennun yada Zünnun, Yunus Peygamber için kullanılan bir sıfattır.
Zünnûn-ı Mısrî
Ayrıca “Zünnûn” kelimesi erkek ismi olarak da kullanılır. Evliyâullah’tan bir zat olan Zünnûn-ı Mısrî, Mısır’da tasavvufu ilk olarak açıklayan âlimdir. Tasavvuf felsefesinin kurucuları arasında gösterilen Mısırlı Arap âlimi Zünnûn-ı Mısrî’nin asıl adı Sevbân’dır.
Balık sahibi, balıkçı manasına gelen zünnûn lakabını almasıyla ilgili olarak Ferîdüddin Attâr şu rivayeti nakleder:
Sevbân bir gün bir gemiye binmiş, gemideki bir tüccarın mücevheri kaybolmuş ve herkes ondan şüphelenir ve kendisine işkence edilir. Nihayet Sevbân dayanamayıp, “Yâ rabbi sen bilirsin” deyince denizin üzerinde çok sayıda balık belirir. Her birinin ağzında birer mücevher vardır. Elini denize uzatıp bu mücevherlerden birini alarak tüccara veren Sevbân bu olaydan sonra “Zünnûn” diye anılmaya başlanmıştır. Kuşeyrî bu olayı Zünnûn’un dilinden başka bir kişi hakkında nakletmiştir.
Yunus Peygamberin ayette geçen Kıssası
Hz. Yunus Peygamber, putlara tapan Ninevâ (Ninova) halkını imana davet etmekle görevlendirilmişti. Halkı uzun süre dine davet etmesine rağmen kendisine çok az kimse iman etmiş, bu durum karşısında ümidini yitiren Yûnus (as), kavmine kızmış, onların başına gelecek bir musibetten kendisini kurtarmak için gemiye binip şehirden uzaklaşmıştı.
Bindiği gemi, yükünün fazla olması sebebiyle batmaya yüz tutunca geminin yükünü hafifletmek üzere çekilen kura neticesinde denize atılmış ve bir balık tarafından yutulmuştur.
İşte Yûnus’un karanlıklar içinde yaptığı dua (lâ ilâhe illâ ente subhâneke innî kuntu minez zâlimîn) neticesinde Yüce Allah, Hz. Yûnus’un duasını kabul ederek onu bu sıkıntıdan kurtarmış, balık onu hasta bir halde açık bir yere bırakmıştır. Âlimlerin görüşlerine göre eğer o, böylece dua ve tesbih edenlerden olmasaydı, insanların yeniden diriltilecekleri kıyamet gününe kadar balığın karnında kalacaktı.
Hazreti Yûnus Peygamber, iyileştikten sonra tekrar kavmine döndü. Kendilerinden ümit keserek terkettiği kavmi ise, sonunda gerçeği görerek putperestliği bıraktı ve tövbe edip Allah’ın birliği inancına döndükleri için azaptan kurtulmuşlardır.
Enbiya Suresi 87. Ayet
Arapça Yazılışı, Türkçe Okunuşu ve Anlamı
وَذَا النُّونِ اِذْ ذَهَبَ مُغَاضِبًا فَظَنَّ اَنْ لَنْ نَقْدِرَ عَلَيْهِ فَنَادٰى فِي الظُّلُمَاتِ اَنْ لَٓا اِلٰهَ اِلَّٓا اَنْتَ سُبْحَانَكَۗ اِنّ۪ي كُنْتُ مِنَ الظَّالِم۪ينَۚ
Ve zennûni iz zehebe mugâdıben fe zanne en len nakdire aleyhi fe nâdâ fiz zulumâti en lâ ilâhe illâ ente subhâneke innî kuntu minez zâlimîn (zâlimîne).
Meali: “Zün-nûn” Balık sahibi (Yunus’u da an ki) ; hani O, öfkelenerek giderken, kendisini sıkıntıya sokmayacağımızı sanmıştı; fakat sonunda karanlıklar içinde: “Senden başka tanrı yoktur, Sen münezzehsin, doğrusu ben haksızlık edenlerdenim” diye seslenmişti.
Enbiya Suresi 88. Ayet
Arapça Yazılışı, Türkçe Okunuşu ve Anlamı
فَاسْتَجَبْنَا لَهُۙ وَنَجَّيْنَاهُ مِنَ الْغَمِّۜ وَكَذٰلِكَ نُنْجِي الْمُؤْمِن۪ينَ
Festecebnâ lehu ve necceynâhu minel gamm(gammi), ve kezâlike nuncil mu’minîn(mu’minîne).
Meali: Biz de duasını kabul ettik ve kendisini kederden kurtardık. İşte biz mü’minleri böyle kurtarırız.
Benzer Konular
- Yunus Peygamberin Duası
- Enbiya Suresi (Tamamı) Arapça Okunuşu
- Hz. Yunus Kıssası ve Çıkarılacak Dersler