Kuran-ı Kerim

Mürselât Suresi

Kuran-ı Kerim'in 77. suresi olan Mürselât Suresi, Mekke'de nazil olmuştur ve 50 ayettir. Mürselât Suresi Anlamı, Arapça-Türkçe okunuşu ve Diyanet Meali

Kuran-ı Kerim’in 77. suresi olan Mürselât Suresi, Mekke’de nazil olmuştur ve 50 ayettir. Mürselât ne demek? Mürselat Suresi Anlamı nedir? Arapça-Türkçe okunuşu ve Diyanet Meali

Mürselât Suresi, Mekke döneminde inmiştir. 50 âyettir. Sûre, adını birinci âyette geçen “el-Mürselât” kelimesinden almıştır. Mürselât, gönderilenler demektir.

77. sure Mürselât Suresi

Hakkında Kısa Bilgi

Mürselât Suresi; adını, ilk ayette geçen “Mürselât” kelimesinden almıştır. Mürselât kelime anlamı olarak, “gönderilenler” anlamına gelmektedir.

Burada “gönderilenler” ile kasıt, alemin idaresiyle vazifeli melekler, kitaplar, peygamberler olduğu söylenmiştir. Doğrusu, Mürselât kelimesiyle kastedilenin peygamberler olduğudur.

Bazı tefsirlerde ve Buhârî’de sure başındaki vav harfi ile birlikte “Ve’l-Mürselât” şeklinde isimlendirilmiştir. Ayrıca “Ve’l-Mürselâti urfen” adıyla da anılmaktadır. 50 ayetten oluşan sure, Mekke’de inmiştir. Kuran-ı Kerim’deki sıralamada 77.suredir. nüzul sırasına göre ise 33. suredir.

Bu sure, adını birinci ayette geçen “murselât” kelimesinden almıştır.

Nüzul Sebebi ve Zamanı

Nüzul Zamanı: Surenin konusundan, Mekke döneminin başlarında nazil olduğu anlaşılmaktadır. Bundan önceki iki sure olan Kıyamet ve Dehr (İnsan) Sureleri ile, sonraki iki sure olan Nebe‘ ve Naziat Surelerini birleştirerek okursak, Mürselât da dahil bütün bu surelerin aynı dönemde nazil olduğu sonucuna varırız.

Mürselât Suresi, aynı konuyu çeşitli açılardan Mekke’lilerin zihinlerine yerleştirmek istemiştir.

Mürselât Suresi Konusu

Bu sure, kıyamet ve ahiretin varlığını ispat etmeyi esas alır. Ayrıca bu gerçekleri inkar ya da ikrar edenlerin sonunun ne olacağı hakkında bilgi verilmektedir. İlk yedi ayette rüzgarlara yemin edilmesi, Kur’an ve Hz. Muhammed’e (s.a) kıyamet hakkında verilen bilginin gerçek olduğuna, bunun yanısıra kıyametin muhakkak vukubulacağına dikkat çekmek içindir. Kıyametin gerçekleşmesinin delili, yeryüzünde hayret verici bir nizam kuran Kadir-i Mutlak’ın bundan aciz olmadığıdır. Apaçık hikmete dayanan bu nizam, ahiretin muhakkak gerçekleşeceğine şehadet etmektedir. Çünkü hikmet sahibi olan Allah,hiçbir şeyi maksatsız ve abes yere yaratmaz. Eğer ahiret olmasaydı bütün kainat anlamsız olurdu.

Mekkeliler tekrar tekrar “kıyamet dediğin şeyi getir, ne zaman gelecek?” diyorlardı. Kur’an, 8. ayetten 15. ayete kadar Mekkelilerin bu talebini zikretmeden, kıyametin bir oyun olmadığını, dolayısıyla her maskaranın isteği ile hemen gerçekleşmeyeceğini belirtmiştir.

Kıyamet günü, bütün insanlığın yaptıklarının ceza ve mükafat günüdür. Bu nedenle Allah belli bir gün tayin etmiştir. O gün, ancak kararlaştırılmış anda gelecektir. Kıyamet günü ile alay eden kafirler, o korkunç olayla karşılaştıklarında dehşete kapılacaklardır. O gün, kıyamet hakkında kendilerine bilgi getiren ancak yalanlanan Rasuller, Allah’ın huzurunda onların sonlarına şehadet edeceklerdir. O zaman kafirler sonlarını, felaketlerini kendi elleriyle hazırlamış olduklarını bileceklerdir.

Yeryüzünde insana bazı yetkiler verilmesini ve bu yetkileri doğru ya da yanlış kullanımının sonunda bir hesap vermesi gerektiğini hikmetle düşünse bu gerçeği inkar edemez. Çünkü yaptıklarının karşılıksız bırakılması hikmete aykırıdır.

Bundan sonra, 28. ayetten 40’a kadar ahireti inkar edenlerin durumu; 41. ayetten 45.’e kadar da sonlarını düzeltmek için gayret gösteren, fikir, akide, amel, yaşayış ve karakterlerini kötülükten uzak tutan, bu dünyada ne kadar yararlı olursa olsun eğer ahiretine zarar verecekse bu tür bir işten uzak duran iman ehlinin durumu açıklanmıştır.

Sonunda ahireti inkar edenlere, Allah’a itaat etmekten yüz çevirenlere; bu geçici dünyayı kendilerine eğlence edinebilecekleri, ama sonlarının çok korkunç olacağı ikaz edilmiştir. Söze, Kur’an’dan hidayet almayan bir kimseye bu dünyada hiçbir şeyin doğru yolu gösteremeyeceği ile son verilmiştir.

Mürselât Suresinin Fazileti ve Faydaları

Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) şöyle buyurmuştur:

“Her kim Mürselat suresini (vird olarak) okursa, onun için ‘filan kişi müşriklerden değildir‘ diye yazılır.” (Ebûl-Leys Semerkandî, Tefsirul-Kur’ân, 6/354; Ebu Suud Efendi, Ebû Suud Tefsiri (İrşâdü Aklis-Selim), 9/83)

  • 7 defa okuyan, göz hastalığına yakalanmaz,
  • İftiralardan korunmak için okunur.
  • Şirkten ve büyük günahlardan korunmak için okunur.
  • Hasmıyla mücadele etmeden önce okursa, galip olur.
  • Ciğer rahatsızlığı olan veya ciğerden dolayı vücudunda yara, bere çıkan kişi, bu sureyi yazıp zemzem suyu olan kabın içinde yazılar silininceye kadar bekletir, daha sonra bu sudan içmeye devam ederse, biiiznillah bu sıkıntıdan kurtulur.

Mürselât Suresi Latin Harfli Okunuşu Ve Türkçe Meali

Bismillâhirrahmânirrahîm

Besmele

77/MURSELÂT-1: Vel murselâti urfâ(urfen).
Ardarda (marufla, irfanla) gönderilenlere and olsun.

77/MURSELÂT-2: Fel âsıfâti asfâ(asfen).
Ve de şiddetle estikçe esenlere (andolsun).

77/MURSELÂT-3: Vennâşirâti neşren.
Dağıtıp yayanlara andolsun.

77/MURSELÂT-4: Fel fârikâti ferkâ(ferkan).
Ve de ayırdıkça ayıranlara (andolsun).

77/MURSELÂT-5: Fel mulkıyâti zikrâ(zikren).
Ve de zikri ilka edenlere (andolsun).

77/MURSELÂT-6: Uzren ev nuzrâ(nuzren).
(Bu yeminler), özür olarak (mazeret olmaması) veya nezir olarak (uyarması) içindir.

77/MURSELÂT-7: İnnemâ tûadûne levâkı’(levâkıun).
Muhakkak ki vaadolunduğunuz şey, mutlaka vuku bulacaktır.

77/MURSELÂT-8: Fe izen nucûmu tumiset.
Öyle ki, o zaman yıldızların ışığı giderilmiştir.

77/MURSELÂT-9: Ve izes semâu furicet.
Ve o zaman gök yarılmıştır.

77/MURSELÂT-10: Ve izel cibâlu nusifet.
Ve o zaman dağlar dağılmıştır.

77/MURSELÂT-11: Ve izer rusulu ukkıtet.
Ve o zaman resûllere vakit bildirilmiştir.

77/MURSELÂT-12: Li eyyi yevmin uccilet.
(Bunlar) hangi gün için tecil edildi (ertelendi)?

77/MURSELÂT-13: Li yevmil fasl(fasli).
Fasıl (ayırma) günü için (tecil edildi).

77/MURSELÂT-14: Ve mâ edrâke mâ yevmul fasl(fasli).
O fasıl gününün ne olduğunu sana bildiren nedir?

77/MURSELÂT-15: Veylun yevmeizin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
İzin günü, yalanlayanların vay haline.

77/MURSELÂT-16: E lem nuhlikil evvelîn(evvelîne).
Evvelkileri Biz helâk etmedik mi?

77/MURSELÂT-17: Summe nutbiuhumul âhırîn(âhırîne).
Sonra diğerlerini (arkadan gelenleri) deonlara tâbî kılarız.

77/MURSELÂT-18: Kezâlike nef’alu bil mucrimîn(mucrimîne).
Mücrimlere işte böyle yaparız.

77/MURSELÂT-19: Veylun yevmeizin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
İzin günü yalanlayanların vay haline.

77/MURSELÂT-20: E lem nahlukkum min mâin mehîn(mehînin).
Sizi Biz, değersiz bir sudan yaratmadık mı?

77/MURSELÂT-21: Fe cealnâhu fî karârin mekîn(mekînin).
Sonra onu sağlam bir yerde kararlı kıldık (yerleştirdik).

77/MURSELÂT-22: İlâ kaderin ma’lûm(ma’lûmin).
Bilinen bir süreye kadar.

77/MURSELÂT-23: Fe kadernâ fe ni’mel kâdirûn(kâdirûne).
İşte Biz, böyle takdir ettik. Bunu takdir edenler ne güzel (kudret sahibi).

77/MURSELÂT-24: Veylun yevmeizin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
İzin günü yalanlayanların vay haline.

77/MURSELÂT-25: E lem nec’alil arda kifâtâ(kifâten).
Biz arzı toplanma yeri kılmadık mı?

77/MURSELÂT-26: Ahyâen ve emvâtâ(emvâten).
Canlılara ve ölülere.

77/MURSELÂT-27: Ve cealnâ fîhâ revâsiye şâmihâtin ve eskaynâkum mâen furâtâ(furâten).
Ve orada yüksek sabit dağlar kıldık. Ve sizi tatlı su ile suladık (içecek su verdik).

77/MURSELÂT-28: Veylun yevmeizin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
İzin günü yalanlayanların vay haline.

77/MURSELÂT-29: İntalikû ilâ mâ kuntum bihî tukezzibûn(tukezzibûne).
O yalanlamış olduğunuz şeye gidin!

77/MURSELÂT-30: İntalikû ilâ zıllin zî selâsi şuâb(şuâbin).
Üç çatallı olan gölgeye gidiniz.

77/MURSELÂT-31: Lâ zalîlin ve lâ yugnî minel leheb(lehebi).
Gölgelendirmez ve yakıcı aleve bir faydası olmaz.

77/MURSELÂT-32: İnnehâ termî bi şerarin kel kasr(kasri).
Muhakkak ki o, saray gibi (büyük) kıvılcımlar atar.

77/MURSELÂT-33: Ke ennehu cimâletun sufr(sufrun).
Sanki o (kıvılcımlar), sarı erkek develer gibidir.

77/MURSELÂT-34: Veylun yevmeizin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
İzin günü yalanlayanların vay haline.

77/MURSELÂT-35: Hâzâ yevmu lâ yentıkûn(yentıkûne).
Bu, (yalanlayanların) konuşamayacakları bir gündür.

77/MURSELÂT-36: Ve lâ yu’zenu lehum fe ya’tezirûn(ya’tezirûne).
Ve onlara izin verilmez ki, özür beyan etsinler.

77/MURSELÂT-37: Veylun yevmeizin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
İzin günü yalanlayanların vay haline.

77/MURSELÂT-38: Hâzâ yevmul fasl(fasli), cema’nâkum vel evvelîn(evvelîne).
Bu ayrılma günüdür. Sizi ve evvelkileri biraraya topladık.

77/MURSELÂT-39: Fe in kâne lekum keydun fe kîdûn(kîdûni).
Haydi eğer sizin bir tuzağınız varsa hemen Bana karşı tuzak kurun.

77/MURSELÂT-40: Veylun yevmeizin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
İzin günü yalanlayanların vay haline.

77/MURSELÂT-41: İnnel muttekîne fî zılâlin ve uyûn(uyûnin).
Muhakkak ki takva sahipleri gölgelerde ve pınarbaşlarındadır.

77/MURSELÂT-42: Ve fevâkihe mimmâ yeştehûn(yeştehûne).
Ve canlarının çektiği (iştah duydukları) meyveler vardır.

77/MURSELÂT-43: Kulû veşrebû henîen bimâ kuntum ta’melûn(ta’melûne).
Yaptıklarınız sebebiyle afiyetle yeyin ve için.

77/MURSELÂT-44: İnnâ kezâlike neczîl muhsinîn(muhsinîne).
Muhakkak ki Biz, muhsinleri işte böyle mükâfatlandırırız.

77/MURSELÂT-45: Veylun yevmeizin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
İzin günü yalanlayanların vay haline.

77/MURSELÂT-46: Kulû ve temetteû kalîlen innekum mucrimûn(mucrimûne).
Yeyin ve biraz da metalanın (faydalanın). Çünkü siz mücrimlersiniz.

77/MURSELÂT-47: Veylun yevmeizin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
İzin günü yalanlayanların vay haline.

77/MURSELÂT-48: Ve izâ kîle lehumurkeû lâ yerkeûn(yerkeûne).
Ve onlara: “Rükû edin!” denildiği zaman rükû etmezler.

77/MURSELÂT-49: Veylun yevmeizin lil mukezzibîn(mukezzibîne).
İzin günü yalanlayanların vay haline.

77/MURSELÂT-50: Fe bi eyyi hadîsin ba’dehu yu’minûn(yu’minûne).
Bundan başka artık hangi söze inanacaklar?

 

İlgili Makaleler

Bir Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyiciyi devre dışı bırakarak bizi desteklemeyi düşünün