Zekat ile ilgili Salebe Kıssası ve Hakkında inen Ayet
Medine halkından Salebe, Zekat ile ilgili Salebe Kıssası, Zekat farz kılındıktan sonra Salebenin imtihanı ve hakkında ayet inen Salebe hakkında
Medine halkından Salebe, Zekat ile ilgili inen ayet ve Salebe Kıssası, Zekat ne zaman farz oldu? Zekat farz kılındıktan sonra Salebenin imtihanı ve hakkında ayet inen Salebe kimdir?
Ramazan ayı vesilesiyle gündeme gelen zekat ve zekat ile ilgili İslam dünyasında en bilinen, meşhur olan kıssalardan bu rivayeti Elmalılı Hamdi Yazır gibi müfessirler Tevbe Sûresinin 75–77. Âyetlerinin nüzul sebebi olarak zikrederler.
Salebe, cami kuşu denecek kadar sofu bir insandı. Ne var ki, bir ara nefsinin ve şeytanın verdiği telkine uyarak ne pahasına olursa olsun zengin olma hevesine kapıldı.
Salebe Kıssası
Zekat ile ilgili inen ayet ve Salebe Kıssası
Sahabeler arasında Salebe isminde birçok kişi bulunmaktadır. İlgili rivayetlerde mezkûr kıssada bahsi geçen kişi Salebe b. Hâtıb olarak geçmektedir.
Salebe Rivayeti
Taberi, Kurtubi, Vahidi, Elmalılı gibi müfessirler Tevbe Sûresinin 75–77. Âyetlerinin nüzul sebebi olarak bir olay zikrederler.
Zekat ile ilgili Salebe Kıssası
Peygamber (s.a.v.) Efendimiz zamanında Medine’de Salebe isminde bir zat yaşardı. Bu zat mescidden hiç ayrılmaz devamlı ibadet ederdi.
Medine halkından Salebe, cami kuşu denecek kadar sofu bir insandı. Ne var ki, bir ara nefsinin ve şeytanın verdiği telkine uyarak ne pahasına olursa olsun zengin olma hevesine kapıldı. Hatta hayırlı ise olsun bile demiyor, sadece zengin olmayı kafasına koymuş bulunuyordu.
Ebu Ummet-ul Bahilî’nin rivayet ettiğine göre Salebe İbni Hâtip Peygamber’imize
Salebe bir gün namazdan çıkıyor tesbihatı yapmadan hızlıca mescitten çıkıyor. Peygamberimiz bikaç defa Salebe’yi bu şekilde gördükten sonra Salebe’yi çağırıyor.
Peygamberimiz dedi : “Ey Salebe, Sen niye munafık işi yapıyorsun. Munafıklar namaz bitti mi hızlı çıkar mescitten” dedi.
Salebe de “Ya Rasulullah fakirim dedi bir tane elbisem var ben giyiyorum namazımı kılıyorum hanım açık kalıyor ben gidiyorum hanım elbiseyi giyiyor namazını kılıyor” dedi.
Ya Rasulullah dua et Allah bana mal versin dedi..
Peygamberimiz ; “Yâ Salebe, şükrünü edâ ettiğin az mal, şükrünü yerine getiremeyeceğin çok maldan daha iyidir.” diye karşılık verdi.
Salabe yine de “Ya Rasûlallah , Allah’a dua et de bana mal versin” diye ısrar etti.
Peygamberimiz ona
“Ya Salabe, beni misâl almak istemezmisin? Allah’ın Rasûlu gibi olmak istemez misin? Nefsimi kudret elinde tutan Allah’a yemin ederek söylüyorum ki, dağların benim için altın ve gümüş olmasını dilesem, olurlardı.” diye cevap buyurdu.
Salabe bu sefer dedi ki, “Seni Hak dinle peygamber gönderen Allah’a yemin ederim ki, bana mal versin diye Allah’a dua edersen, her hak sahibine hakkını vereceğim, şöyle şöyle yapacağım.”
Salebe üçüncü kere tekrar “Bana dua et Allah bana mal versin” dedi.
Bunun üzerine Peygamber’imiz “Allah’ım, Salabe’ye mal nasib eyle” diye dua etti.
Salabe bunun üzerine bir koyun aldı.
Salabe’nin edindiği koyunlar kurt gibi üredi. Öyle ki, sürüsüne Medine dar geldiği için vâdiye taşındı. Bu yüzden öğle ve ikindiyi cemaatle kılıp, diğer vakitler cemaatten geri kalmaya başladı. Bu arada sürü üremesine devam ettiği için Salabe başka bir yere taşınmak ihtiyacını duydu ve Cuma’dan başka hiçbir namazı cemaatle kılmamaya başladı.
Derken sürü devamlı gibi üremeye, çoğalmaya devam etti. Salabe de Cuma günleri kervanların yoluna çıkarak Medine’de olup bitenleri öğrenir oldu.
Bir gün Peygamber’imiz “Salabe ne yapıyor?” diye sordu. O’na “Ya Rasûlallah, sürü edinince Medine’ye sığmaz oldu” diye başlayarak olup bitenleri anlattılar. Peygamber’imiz “Yazık Salebe’ye, yazık Salebe’ye yazık Salebe’ye” diye buyurdu.
Bu arada Zekat ayeti indi.
“Onların mallarından belirli bir sadaka al, böylece onları temizlemiş ve nefislerini arındırmış olursun. Onlar için duâ et, senin duân onları huzura kavuşturur.”(Tevbe süresi âyet: 103) meâlindeki âyet inerek zekat vermek farz kılındı.
Peygamber’imiz Cuheyne kabilesi ile Beni Suleym kabilesinden iki kişiye yazılı bir emirname verip zekât toplamakla görevlendirdi. Onlara “Saleb Bin Hatib ile Beni Suleym’den falan adama varıp zekâtlarını alın” diye emir verdi. Adamlar yola çıkıp Salebe’ye vardılar, Peygamber’imizin emirnamesini okuyarak kendisinden zekâtını vermesini istediler.
Salebe tahsildarlara “Bu cizyeden (haraç) başka birşey değil. Bu cizyenin kardeşidir, gidin işiniz bitince bana yine uğrayın” dedi.
Bunun üzerine tahsildarlar Suleymi’ye yöneldiler. Suleymi onların geldiğini duyunca develerin en semizini seçerek onu zekatlık olarak ayırdı ve tahsildarları onunla karşıladı. Tahsildarlar bunu görünce ” En semiz deveyi vermen gerekli değil, o yüzden bunu senden almak istemiyoruz” dediler. Suleymi “Lütfen alın onu, ben gönül hoşnutluğu ile veriyorum. Onu siz alasınız diye ayırdım.” dedi.
Tahsildarlar görevlendirdikleri diğer zekâtları toplamayı bitirince geri dönerken Salebe’ye bir daha uğradılar, zekâtını vermesini istediler. Salebe bu sefer onlara “Yanınızdaki yazıyı gösterin” dedi. Yazıya göz atarken yine “Bu cizyenin kardeşidir, siz gidin ben ne yapacağımı düşüneyim” dedi.
Tahsildarlar Paygamber’imize döndüler. O onları görür görmez daha kendileri ile konuşmadan “Yazıklar olsun Salebe’ye” dedi. ve Suleymi’ye duâ etti. Tahsildarlar da Peygamber’imize gerek Salebe’nin ve gerekse Suleyni’nin nasıl davrandığını anlattılar. Bunun üzerine Allah (C.C.) Salebe Hakkında:
“Onlardan bir kısmı “Eğer Allah bize mal bağışlarsa mutlaka zekat verir ve mutlaka salihlerden oluruz” diye söz verdiler. Fakat Allah onlara mal bağışlayınca onu cimrilik ettiler, arka dönüp sözlerinden caydılar.
Allah da kendisine verdikleri sözden cayarak yalan söyledikleri için O’nun karşısına çıkacakları güne kadar kalblerine nifak ekmek suretiyle onları cezalandırdı.” (Tevbe Suresi, Ayet: 75-77) mealindeki ayet indi.
Bu sırada Peygamber’imizin yanında bulunan Salebe’nin bir akrabası, inen ayeti duyunca Salebe’ye vararak ona “Yâ Salebe, anan ölesi, ulu Allah senin hakkında öyle şöyle bir ayet indirdi.” dedi.
Bunun üzerine yola çıkan Salebe, Peygamber’imize vararak zekatını almasını istedi. Peygamber’imiz kendisine
“Allah, bana senden zekat almayı yasakladı” diye cevap verdi.
Peygamber’imizin bu cevabı üzerine Salebe başına toprak serperek dövünmeye başladı.
Peygamberimiz ona
“İşte senin amelin, verdiğim emri yerine getirmedin.” dedi. Peygamber’imiz (aleyhissalatu ve sellem) vereceği zekâtı almak istemeyince evine döndü.
Peygamber’imiz (s.a.v.) Ahirete göçünce Salebe, zekât borcunu Hz. Ebû Bekr’e getirdi, fakat Ebû Bekr de onu geri çevirdi. Arkasından Hz. Ömer’e getirince o da kabul etmedi. Ve böylece Salebe, Hz. Osman’ın halifeliği döneminde öldü.
>