Beled Suresi
Kuran-ı Kerim’in 90. suresi olan Beled Suresi Arapça-Türkçe okunuşu ve yazılışı, Türkçe Meali, Beled Suresi Fazileti Sırları, hakkında bilgi
Kuran-ı Kerim’in 90. suresi olan Beled Suresi Arapça-Türkçe okunuşu ve yazılışı, Türkçe Meali, Beled Suresi Fazileti Sırları, hakkında bilgi
Mekke döneminde nazil olmuştur ve 20 âyettir. Sûre, adını ilk âyetteki “el-Beled” kelimesinden almıştır. Beled, şehir, belde demektir.
90. Sure : Beled Suresi Hakkında Bilgi
Beled Suresi, Adını ilk ayette geçen “beled” kelimesinden almaktadır. Beled, şehir anlamına gelmektedir. Bununla Mekke’nin kastedildiği söylenmiştir. Sure, “Lâ uksimü” adıyla da anılmaktadır 20 ayetten oluşan Beled suresi, Mekke’de inmiştir. Mushaftaki sıralamada 90., nüzul sırasına göre ise 35. suredir.
Surenin temel konuları; Mekke’nin önemi, İnsanın kibir ve gösterişe kapılması, Allah yolunda infak, Sabır ve tavsiyenin önemi, Babalığın önemi konuları anlatılmaktadır.
Beled Suresinin Fazileti ve Sırları
- Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki:
“Her kim Beled suresini (vird olarak) okursa, kıyamet günü (kafir ve münafıklara olacak) Allah’ın gazabından emin olur, kurtulmuş sayılır” (Ebûl-Leys Semerkandî, Tefsirul-Kur’ân, 6/429; Kâdı Beyzâvî, Beyzâvi Tefsir (Envârut-Tenzîl ve Esrârut-Te’vil), 2/598)
- Beled Suresi sabah namazının sünneti ile farzı arasında veya ikindiden önce okumayı adet haline getiren kimseler, fakirlikten kurtulur ve maddi sıkıntıya düşmezler.
- Yeni doğmuş bir çocuk için, Beled suresi yazılıp bir tarafına asılırsa, bütün kötülüklere karşı çocuk korunmuş olur.
- Beled Suresi sürekli zikredildiği taktirde, Kıyamet Gününde gelecek azaplardan uzak durulur.
- Yapılan ibadetlerden, çoğunlukla namazlardan sonra beled suresi okursanız, maddi yönden rahatlar ve geçim sıkıntısı çekmezsiniz
- Maddi sıkıntı fakirlikten kurtulmak Beled suresi okuyun.
- Kıyamet günü Allah c.c. ün Gazabından emin olmak için beled suresi okuyun.
بِسْمِ اللهِ الرَّحْمنِ الرَّحِيمِِ
Beled Suresi Arapça, Latin Harfli Okunuşu Ve Türkçe Meali
Bismillâhirrahmânirrahîm
Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla…
1. لآ أُقْسِمُ بِهَذَا الْبَلَدِ
1. Lē ugsimû bi hēzel beledi,
1. Hayır; bu şehre yemin ederim,
2. وَأَنتَ حِلٌّ بِهَذَا الْبَلَدِ
2. Ve ente hillum-bihēzel beledi,
2. Ki sen, bu şehirde oturmakta iken,
3. وَوَالِدٍ وَمَا وَلَدَ
3. Ve vēlidiv-vemē velede,
3. Babaya ve doğan-çocuğa da.
4. لَقَدْ خَلَقْنَا الْإِنسَانَ فِي كَبَدٍ
4. Legad [k]halagnel insēne fî kebed.
4. Andolsun, Biz insanı bir zorluk içinde yarattık.
5. أَيَحْسَبُ أَن لَّن يَقْدِرَ عَلَيْهِ أَحَدٌ
5. Eyahsebu el-ley-yegdira aleyhi ehad(uy-)
5. O, hiç kimsenin kendisine asla güç yetiremeyeceğini mi sanıyor?
6. يَقُولُ أَهْلَكْتُ مَالاً لُّبَداً
6. Yegûlu ehlektu mēlel-lubedē.
6. O: “Yığınla mal tüketip-yok ettim” diyor.
7. أَيَحْسَبُ أَن لَّمْ يَرَهُ أَحَدٌ
7. Eyahsebu el-lem yerahû ehad.
7. Kendisini hiç kimsenin görmediğini mi sanıyor?
8. أَلَمْ نَجْعَل لَّهُ عَيْنَيْنِ
Elem nec al lehû ayneyn(i) –
8. Biz ona iki göz vermedik mi?
9. وَلِسَاناً وَشَفَتَيْنِ
9. Ve lisēnev-ve şefeteyn(i) –
9. Bir dil ve iki dudak?
10. وَهَدَيْنَاهُ النَّجْدَيْنِ
10. Ve hedeynēhun-necdeyn(i).
10. Biz ona ‘iki yol-iki amaç’ gösterdik.
11. فَلَا اقْتَحَمَ الْعَقَبَةَ
11. Felagtehamel agabeh.
11. Ancak o, sarp yokuşa göğüs germedi.
12. وَمَا أَدْرَاكَ مَا الْعَقَبَةُ
12. Vemē edrâke mel agabeh.
12.Sarp yokuşun ne olduğunu sana öğreten nedir?
13. فَكُّ رَقَبَةٍ
13. Fekkü ragabetin –
13. Bir boynu çözmek (bir köleye özgürlük vermek)tir;
14. أَوْ إِطْعَامٌ فِي يَوْمٍ ذِي مَسْغَبَةٍ
14. Ev it’âmün fî yevmin zî mesğabetiy –
14. Ya da açlık gününde doyurmaktır,
15. يَتِيماً ذَا مَقْرَبَةٍ
15. Yetîmen zē megrabetin –
15. Yakın olan bir yetimi,
16. أَوْ مِسْكِيناً ذَا مَتْرَبَةٍ
16. Ev miskînen zē metrabeh.
16. Veya sürünen bir yoksulu.
17. ثُمَّ كَانَ مِنَ الَّذِينَ آمَنُوا وَتَوَاصَوْا بِالصَّبْرِ وَتَوَاصَوْا بِالْمَرْحَمَةِ
17. S[peltek]ümme kēne minellezîne ēmenû ve tevē sav bis-sabri ve tevē sav bil merhameh.
17. Sonra iman edenlerden, sabrı birbirlerine tavsiye edenlerden, merhameti birbirlerine tavsiye edenlerden olmak.
18. أُوْلَئِكَ أَصْحَابُ الْمَيْمَنَةِ
18. Ulēike eshâbül meymeneh.
18. İşte bunlar, sağ yanın adamlarıdır (Ashab-ı Meymene).
19. وَالَّذِينَ كَفَرُوا بِآيَاتِنَا هُمْ أَصْحَابُ الْمَشْأَمَةِ
19. Vellezîne keferû bi ēyētinē hüm eshâbül meş’emeh.
19.Ayetlerimizi inkar edenler ise, sol yanın adamlarıdır (Ashab-ı Meş’eme).
20. عَلَيْهِمْ نَارٌ مُّؤْصَدَةٌ
20. Aleyhim nērum-mu’sadeh.
20. “Kapıları kilitlenmiş” bir ateş onların üzerinedir.
İlgili Diğer Konular
- Kur’ân-ı Kerim Nüzul (İniş) Sırasına göre Sureler
- Kuran-ı Kerim Sırasıyla Tüm Sureler ve Anlamları
- Namaz Sureleri
- Fatiha Suresi
- Fil Suresi
- Kureyş Suresi
- Maun Suresi
- Kevser Suresi
- Kafirun Suresi
- Nasr Suresi
- Tebbet Suresi
- İhlas Suresi
- Felak Suresi
- Nas Suresi
- Ayetel Kürsi
- Namazlardan Sonra Okunan Sureler