Cuma Hutbesi 15 Kasım 2019 “Peygamberimiz ve Aile”
15 Kasım 2019 Cuma Hutbesi yayımlandı. Tüm camilerde okunacak Diyanet Cuma Hutbesi konusu "Peygamberimiz ve Aile" oldu. İşte Bu haftanın hutbesi
15 Kasım 2019 tarihli bu haftanın Diyanet Cuma Hutbesi ve konusu yayımlandı. “Peygamberimiz ve Aile” konulu Türkiye geneli tüm camilerde okunacak Haftanın Hutbesi
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan ve Türkiye geneli tüm camilerde Cuma günü, Cuma Namazında okunacak olan 15 Kasım 2019 tarihli Cuma hutbesi ve konusu belli oldu.
Bu Hafta konusu “Peygamberimiz ve Aile” olan Cuma Hutbesini sitemiz üzerinden Hutbeler bölümünde bulabilir, pdf ve Word formatı olarak indirebilirsiniz.
Haftanın Hutbesi ve konusu “Peygamberimiz ve Aile” olan Cuma Hutbesini Sesli Dinlemek için tıklayın
Diyanet Cuma Hutbesi 15 Kasım 2019
HAFTANIN HUTBESİ
Tarih: 15.11.2019
PEYGAMBERİMİZ VE AİLE
Muhterem Müslümanlar!
Sevgili Peygamberimize (s.a.s), Hira’da ilk vahiy gelmiş, Kur’an-ı Kerim nazil olmaya başlamıştı. İlahî buyruğun ağırlığıyla yüreği titreyerek evine dönmüş, can yoldaşı Hz. Hatice validemize “Beni örtün” demişti. Eşine, sırdaşına sığınmış, ondan destek almıştı. Hz. Hatice, güven veren ve teskin eden haliyle Peygamberimize o gün şunları söylemişti: “Korkmana gerek yok! Çünkü sen her zaman doğruyu söyler, akrabanı gözetirsin. Muhtaçlara yardım eder, misafire ikramda bulunursun. Allah, hiçbir zaman seni utandırıp üzmez.”[1]
Aziz Müminler!
Aile; güvendir, dayanaktır, sığınaktır. Tüm varlığıyla iyilikte yardımlaşmak, el birliğiyle kötülüğe engel olmaktır. Hz. Hatice’nin sevgisini ve desteğini asla unutmayan Peygamberimiz, vefatından yıllar sonra bile onu hasretle anmıştır. Zira aile; vefadır, sadakattir. Eşleri birbirine güven ve sadakatle bağlayan en kıymetli bağdır. Aile fertleri, hayatın zorluklarını aşmak ve güzelliklerini paylaşmak üzere birbirlerinin yanında olurlar. İffet, izzet ve mahremiyetlerini muhafaza ederler. İşte ailedeki bu sadakat, dünyada şeref, ahirette ise kurtuluştur.
Kıymetli Müslümanlar!
Allah Resûlü’nün (s.a.s) ailesinde istişare hâkimdi. Peygamberimiz aile fertlerinin fikirlerine değer verir, aile içinde yaşanan sorunların sabır ve ferasetle çözülmesini sağlardı. Çünkü istişare, şiddete başvurmadan akl-ı selim ile sıkıntıları aşmayı sağlar. Eşlerin ve çocukların ortak aklı sayesinde hata yapılmasını engeller. Ailede hakların ve sorumlulukların dengeli biçimde dağıtılmasını sağlar. Çünkü erkeklere ailede adaleti öğütleyen Allah Resûlünün ifadesiyle, “Sizin hanımlarınız üzerinde hakkınız olduğu gibi, hanımlarınızın da sizin üzerinizde hakları vardır.”[2]
Değerli Müminler!
Ailede şefkat ve merhametin varlığı, Rabbimizin “Rahmân” isminin tecellisidir. Merhamet sadece acıma hissi değil, muhatabımıza değer vererek onu anlama çabasıdır. Merhamet, aile fertlerine ihsanla, insafla, iyilikle, güzellikle ve şefkatle davranmaktır.
Peygamber Efendimizin ailesinde vazgeçilmez olan değerlerden biri de şefkatti. Rahmet Elçisi (s.a.s), ailesine karşı son derece müşfik davranırdı. Ailede kimsenin gönlünü kırmaz, kaba ve incitici konuşmaz, bağırıp çağırmaz, ağzından kötü söz çıkmazdı. Eli asla şiddete kalkmaz, kadının ve çocuğun hırpalanmasına kesinlikle izin vermezdi. Nitekim Allah Resûlü (s.a.s) bir hadis-i şeriflerinde şöyle buyurmuştur: “Sizin en hayırlınız, ailesine karşı en hayırlı olanınızdır. Ben de aileme karşı en iyi olanınızım!”[3]
Aziz Müslümanlar!
Resûl-i Ekrem’in ailesi sevgi doluydu. Hane-i saadetin her ferdi, yüreğinde derin bir muhabbet ve ülfet hissederdi. Peygamberimiz, eşlerine, çocuklarına ve torunlarına sevgi sunmaktan çekinmezdi. Onları takdir eder, mesela sevgili kızı Hz. Fatıma geldiğinde ayağa kalkarak kendi yerini kızına verirdi. Her akşam hane halkını toplayıp onlarla sohbet ederdi.
Hayatın yükünü bizimle birlikte taşıyan en yakınlarımız, sevgimizi duymayı en çok hak edenlerdir. Güler yüzümüz, gönül alıcı bir çift sözümüz, ailede sevgiyi çoğaltır. Bu yüzden Peygamberimiz, “Büyüklerimize saygı, küçüklerimize sevgi ve şefkat göstermeyen bizden değildir.”[4] buyurmuştur.
Muhterem Müminler!
Yüce Allah, Kur’an-ı Kerim’de Peygamberimize hitaben şöyle buyurur: “De ki: ‘Eğer Allah’ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Çünkü Allah çok bağışlayandır, çok merhamet e dendir.’”
Peygamberimizden öğrendiğimize göre, bir aile sevgi ve güvenle kurulur, adalet ve merhametle korunur. Ailesinde huzur isteyen müminler olarak duamız şudur: “Rabbimiz! Eşlerimizi ve çocuklarımızı bize göz aydınlığı kıl ve bizi Allah’a karşı gelmekten sakınanlara önder eyle.”[6]
[1] Buhârî, Bedʾü’l-vahy, 3; Müslim, Îmân, 252.
[2] Tirmizî, Radâ, 11.
[3] Tirmizî, Menâkıb, 63.
[4] Tirmizî, Birr, 15.
[5] Âl-i İmrân, 3/31.
[6] Furkân, 25/74.
Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü
İlk Cuma namazı 12 Rebiülevvel 622 yılında kılınmıştır. Peygamber Efendimiz Kuba’ya geldikten sonra Ranuna adı verilen noktada öğle namazı vakti girmişti. Efendimiz de tam bu noktada iki kez hutbe verdikten sonra cemaatine Cuma namazını kıldırdı. Verilen hutbelerde yine toplumsal konular işlendi.
Bu gün, alimlerimiz tarafından Cuma suresinin “Cuma günü namaz için ezan okunduğunda Allah’ı zikretmeye koşun.” ayetinde yer alan zikir ifadesi hutbe olarak tabir edilmektedir. Böylece hutbenin farz olduğuna dair bir fikir birliği sağlanmıştır.
İlgili Konular
- Cuma Namazı Nasıl Kılınır?
- Yeni Cuma Mesajları
- Cuma Gününün Önemi
- Cuma Günü Okunacak Dualar ve Esmalar
- Cuma Günü Okunan Dilek Duası
- Evden Namaz için çıkarken okunacak Duâ
- 3 Kere Cuma Namazına Gitmemenin Hükmü
- Cuma Namazından Sonra Okunacak Zenginlik Duası
Nukteler.com Facebook’ta