Cuma Hutbesi

Cuma Hutbesi 23 Ağustos 2024 “Âdâb-ı Muâşeret”

Diyanet 23 Ağustos 2024 Cuma hutbesi yayımlandı. İşte Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan 23 Ağustos tarihli Cuma hutbesinin konusu “Âdâb-ı Muâşerette de Rehberimiz Allah Resulü (s.a.s)'dir" oldu.

Diyanet 23 Ağustos 2024 Cuma hutbesi yayımlandı. İşte Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan 23 Ağustos tarihli Cuma hutbesinin konusu Âdâb-ı Muâşerette de Rehberimiz Allah Resulü (s.a.s)’dir” oldu.

Cuma hutbesi ne zaman okunuyor? Bu haftaki 23 Ağustos 2024 Cuma hutbesi yayınlandı mı, hutbenin tam metni nedir? Peki bu hafta hutbe ne zaman yayımlanacak? Bugünkü Cuma Hutbesinin konusu nedir, belli oldu mu? Hangi konu ve konulardan bahsedilecek? Cuma hutbeleri her camide aynı mı? Diyanet Hutbe ne demek!

Bu hafta Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan 23 Ağustos Cuma hutbesi Perşembe günü yayımlandı. Geçtiğimiz haftalarda olduğu gibi Cuma Hutbeleri ve konusu Müslümanlar tarafından günün en çok merak edilen konuları arasında yer alıyor. Türkiye genelinde tüm il ve ilçelerinde, yaklaşık 90 bin camide imamlar tarafından okunacak bu haftaki hutbesinin konusu da vatandaşlar tarafından yoğun ilgiyle takip ediliyor. İşte bu hafta tüm camilerde okunacak Cuma hutbesi konusu ve tam metni…

Cuma Hutbesi 23 Ağustos 2024

23 Ağustos tarihli (yarınki) Türkiye genelinde camilerde okunacak hutbesi Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yayınlandı. İşte Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan Âdâb-ı Muâşerette de Rehberimiz Allah Resulü (s.a.s)’dir” konulu Cuma hutbesi ve tam metni

Cuma Namazı ve Cuma Hutbesi / Friday Khutbas / خطب الجمعة​​​​​​​​​​ / Freitag Predigt

ÂDÂB-I MUÂŞERETTE DE REHBERİMİZ ALLAH RESÛLÜ (S.A.S)’DİR

بِسْـــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

Muhterem Müslümanlar!

Yüce Rabbimiz Hucurât sûresinin ilk ayetlerinde bizlere şöyle buyurmaktadır: “Ey iman edenler! Allah ve Resûlünün önüne geçmeyin. Allah’a karşı gelmekten sakının. Şüphesiz, Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla bilendir. Ey iman edenler! Seslerinizi Peygamberin sesinden daha fazla yükseltmeyin, birbirinize seslendiğiniz gibi ona seslenmeyin; sonra farkında olmadan amelleriniz boşa gider.”[1]

Bu ayet-i kerimeler, Allah ve Resûlünün koyduğu hükümlerin; karar ve tercihlerimizden, görüş ve düşüncelerimizden daha önemli ve daha değerli olduğunu haber vermektedir. Tavır, tutum ve davranışlarımızın Allah ve Resûlünün emirlerine uygun olması gerektiğini hatırlatmaktadır. Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in sünnetini hayatımızın her alanına aktarmamız gerektiğini öğütlemektedir.

Aziz Müminler!

Sevgili Peygamberimiz (s.a.s)’in bizler için örnekliği, sadece iman esasları ve ibadetlerle sınırlı değildir. Âdâb-ı muâşeret diye bildiğimiz sosyal ilişkilerimizde de rehberimiz, Allah Resûlü (s.a.s)’dir. Âdâb-ı muâşeret; Yüce Rabbimizin emrettiği Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in uygulayarak örnek olduğu, toplumsal huzur ve barışı tesis eden nezaket ve görgü kurallarıdır.

Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in güzide hayatında her hayırlı işe, yeme ve içmeye “Besmele” ile başlayıp “Elhamdülillah” diyerek bitirmek vardır. O, ailesine, çocuklara, gençlere, yaşlılara, tanıdığı tanımadığı herkese selam vermiş, birbirimizi sevmenin yolunun selamdan geçtiğini ifade buyurmuştur.[2]

Selam, Allah Resûlü (s.a.s)’in öğrettiği şekliyle alınıp verildiğinde ibadet ve dua hükmü de kazanır. Allah’ın en güzel isimlerinden biri de “es-Selâm”’dır. Selam, Müslümanların ortak parolasıdır. İnsanlar arasında şefkat ve merhametin, huzur ve bereketin artmasına vesile olur. Bir meclisten ayrılırken verdiğimiz selam, o meclise geldiğimizde verdiğimiz selamdan farklı değildir.[3]

Peygamberimiz (s.a.s), “Allah’a ve ahiret gününe iman eden, ya hayır söylesin ya da sussun!”[4] buyurmuş, her zaman hayrı ve iyiliği dile getirmemizi istemiştir. O, insanları rahatsız edecek şekilde yüksek sesle konuşmamıştır. Muhatabının sözünü kesmemiştir. Yapamayacağı bir sözü vermemiş, verdiği sözü ise mutlaka zamanında yerine getirmiştir. Başkalarının evini gözetlemeyi, konuşmalara kulak kabartmayı, insanların mahrem hallerini araştırmayı şiddetle yasaklamıştır.

Sevgili Peygamberimiz (s.a.s), her zaman geçim ehli olmuş, bizlere de şu tavsiyede bulunmuştur: “Mümin, cana yakındır. İnsanlarla iyi geçinemeyen, kendisiyle de iyi geçinilmeyen kimsede hayır yoktur.”[5]

Kıymetli Müslümanlar!

Yüce dinimiz İslam’a göre ziyaretleşmenin de bir adabı vardır. Ziyaret edeceğimiz kişiye önceden haber vermek, eve girmek için izin istemek, hane halkı müsait değilse gönül koymadan geri dönmek adaptandır. Büyüklerimize, anne babamıza karşı sesimizi yükseltmemek, eşimize nezaket ve zarafetle davranmak, küçüklerimize merhamet göstermek adaptandır. Misafire ikramda bulunmak, komşumuzu rahatsız edecek söz ve fiillerden sakınmak adaptandır.

Ayrıca günümüzde çok fazla kullandığımız sosyal medya mecralarında yalan, iftira, çarpıtma, gösteriş ve mahremiyet sınırlarını ihlal etme gibi İslam’ın yasakladığı davranışlardan uzak durmak, Yüce Rabbimizin sanal âlemde de bizi görüp işittiği bilinciyle hareket etmek adaptandır.

Geliniz, Allah Resûlü (s.a.s)’in öğrettiği âdâb-ı muâşeret kurallarını hayatımızın her alanına hâkim kılmanın gayretinde olalım. Eğitim-öğretim müfredatında yer alan Âdâb-ı Muâşeret, Kur’an-ı Kerim, Peygamberimizin Hayatı ve Temel Dini Bilgiler derslerini çocuklarımızın seçmeleri için gerekli hassasiyeti gösterelim. Gösterelim ki, Rabbimiz, Peygamberimiz, ailemiz ve çevremiz bizden razı olsun. Dünyamız huzur ve mutlulukla dolsun. Ahiretimiz cennet olsun.

Değerli Müminler!

Hutbeme son verirken Zafer Haftası’na girdiğimiz şu günlerde aziz şehitlerimizi ve ebedi âleme göç eden kahraman gazilerimizi rahmetle yâd ediyor, bir hususu yeniden hatırlatmak istiyorum. Bir süredir orman yangınlarıyla topyekûn mücadele ediyoruz. Yangın riski devam etmektedir. Dolayısıyla başta ormanlarımız olmak üzere açık alanlarda yangınlara sebep olacak davranışlardan uzak duralım. Yetkililerin uyarılarına kulak verelim. Yüce Rabbim ülkemizi ve milletimizi her türlü afet ve felaketten muhafaza eylesin.


[1] Hucurât, 49/1, 2.

[2] Müslim, Îmân, 93.

[3] Tirmizî, İsti’zân, 15.

[4] Buhârî, Edeb, 3.

[5] İbn Hanbel, II, 400.

Kaynak: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Hutbeyi indir

23.08.2024 tarihli Cuma Hutbesini Türkçe, Arapça, İngilizce, Almanca metni, okunuşu ve PDF Formatında indir

Diyanet hutbe Cuma, dibbys, diyanet fetva, cuma hutbesi duası, cuma hutbesi arşivi, cuma hutbeleri pdf, Cuma hutbesi bugün, cuma hutbesi nasıl yapılır, nasıl okunur?

Hutbe ne zaman okunur?

Hutbe, Cumanın farzından önce, bayram namazlarından sonra okunur. Cuma hutbesi farz, bayram hutbeleri sünnettir. Hutbenin bir rüknü vardır. O da Allah’ı zikirdir.

Cuma namazının geçerlilik şartlarından biri de, cuma namazının öncesinde iki hutbenin bulunmasıdır. Türkiye, Suudi Arabistan ve Mısır gibi birçok ülkede, hükümet tarafından denetlenen ve yetkisi altındaki tüm camilerde okunmak üzere haftalık vaaz veren merkezi bir dini otorite bulunmaktadır. Vaazlar ve hutbeler Türkiye’de Diyanet tarafından, Suudi Arabistan’da ise İslam İşleri Bakanlığı tarafından hazırlanmaktadır.

Cuma Namazı Kaç Rekattır? Farz mı?

Cuma namazı; 4 rekât sünneti, 2 rekât farz ve 4 rekât da son sünnet olmak üzere toplamda 10 rekâttır. Her hafta Cuma günü cami ve mescitlerde kılınır ve erkeklere farz olan bir namazdır.

Cuma namazı farz-ı ayındır. İslam âleminde Cuma günleri Müminlerin bayramı olarak sayılmaktadır ve erkeklere farz olarak kılınmıştır. Kadınlar için Cuma namazı farz değildir.

Cumanın farzından önce, imam tarafından minberde hutbe okunur. Cuma hutbesi farzdır ve Hutbe okunmadan kılınan bir cuma namazı sahih değildir.

Diğer Konular

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyiciyi devre dışı bırakarak bizi desteklemeyi düşünün