Cuma Hutbesi

Diyanet Cuma Hutbesi 14 Mart 2025 “Zekat ve Fıtır Sadakası”

Diyanet 14 Mart 2025 Cuma hutbesi yayımlandı. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan 14 Mart tarihli Cuma hutbesinin konusu "İyilik Köprüsü, Zekat ve Fıtır Sadakası" oldu.

Diyanet 14 Mart 2025 Cuma hutbesi yayımlandı. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan 14 Mart tarihli Cuma hutbesinin konusu İyilik Köprüsü, Zekat ve Fıtır Sadakası” oldu.

Cuma hutbesi ne zaman okunur? Bu haftaki 14 Mart 2025 Cuma hutbesi yayınlandı mı, hutbenin tam metni nedir? Peki bu hafta hutbe ne zaman yayımlanacak? Bugünkü Cuma Hutbesinin konusu nedir, belli oldu mu? Hangi konu ve konulardan bahsedilecek? Cuma hutbeleri her camide aynı mı? Diyanet Hutbe ne demek!

Bu hafta Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan 14 Mart Cuma hutbesi Perşembe günü yayımlandı. Her hafta olduğu gibi Cuma Hutbeleri ve konusu Müslümanlar tarafından günün en çok merak edilen konuları arasında yer alıyor. Türkiye genelinde tüm il ve ilçelerinde, yaklaşık 90 bin camide imamlar tarafından okunacak bu haftaki hutbesinin konusu da vatandaşlar tarafından yoğun ilgiyle takip ediliyor. İşte bu hafta tüm camilerde okunacak Cuma hutbesi konusu ve tam metni…

Cuma Hutbesi 14 Mart 2025

14 Mart tarihli (yarınki) Türkiye genelinde camilerde okunacak hutbesi Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yayınlandı. İşte Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan İyilik Köprüsü, Zekat ve Fıtır Sadakasıkonulu Cuma hutbesi ve tam metni

Cuma Namazı ve Cuma Hutbesi / Friday Khutbas / خطب الجمعة​​​​​​​​​​ / Freitag Predigt

İYİLİK KÖPRÜSÜ: ZEKÂT VE FITIR SADAKASI

بِسْـــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم

Muhterem Müslümanlar!

Yüce dinimiz İslam, imkânlarımızı ihtiyaç sahipleriyle paylaşmamızı; onları koruyup gözetmemizi emretmiştir. Yardımlaşma ve dayanışma şuuruyla birbirimize kenetlenmemizi istemiştir. İşte bizlere bu bilinci kazandıran ibadetlerden biri de zekâttır. Yüce Rabbimiz, “Namazı kılın, zekâtı verin. Önceden kendiniz için ne hayır yaparsanız Allah katında onu bulursunuz. Şüphesiz Allah yaptıklarınızı eksiksiz görür.”[1] buyurmaktadır.

Aziz Müminler!

İslam’ın beş esasından biri olan zekât; dinen zengin sayılan bir Müslümanın, malının belli bir kısmını yılda bir defa ihtiyaç sahiplerine vermesidir. Zekât; paylaşmanın, yardımlaşmanın ve dayanışmanın ibadete dönüşmüş halidir. Zekât sayesinde insanlar birbiriyle kaynaşır; sevgi ve saygıya dayalı bir huzur ortamı oluşur. Fakir ile zengin arasında iyilik ve muhabbet köprüleri kurulur.

Zekât; mal ve servetin gerçek sahibinin Allah olduğunu bizlere hatırlatır. İyiliklerin çoğalmasına, kötülüklerin azalmasına vesile olur. Cimrilikten ve dünyaya aşırı bağlanmaktan bizleri korur. Bedenimizi, ruhumuzu ve malımızı maddi ve manevi hastalıklardan arındırır. 

Nitekim Allah Resûlü (s.a.s), “Zekât vererek mallarınızı korumaya alın. Sadaka vererek de hastalarınız için Allah’tan şifa isteyin.”[2] buyurmaktadır. 

Kıymetli Müslümanlar!

Paylaşma ve dayanışma bilincimizi güçlendiren bir diğer ibadet ise fıtır sadakasıdır. Fitre olarak bildiğimiz bu ibadet, Ramazana erişmenin, bayrama kavuşmanın şükrüdür. Dinen zengin sayılan her Müslüman, kendisinin ve bakmakla yükümlü olduklarının fitrelerini ihtiyaç sahiplerine ulaştırmakla sorumludur. Fitre, bayramdan önce verilebilir; hatta bu daha faziletlidir. Zira fitre, kardeşlerimizin bayram sevincine ortak olmalarına katkı sağlamaktadır.

Değerli Müminler!

Yüce Rabbimiz, وَف۪ٓي اَمْوَالِهِمْ حَقٌّ لِلسَّٓائِلِ وَالْمَحْرُومِ “Zenginlerin mallarında, muhtaç ve yoksulların da hakkı vardır.”[3] buyurmaktadır. Dinimize göre, zekât vermek kişilerin insafına veya tercihine bırakılmamıştır. Dolayısıyla Müslüman; başa kakmadan, rencide etmeden ve gönül incitmeden zekâtını muhtaçlara ulaştırmalıdır.

İslam’a göre, zekât ve fitre, nakdi ve ayni olarak verilebilir. Esas olan nakdi vermektir. Ancak ayni olarak verilecekse, kaliteli, temiz ve ihtiyaç sahibinin derdine derman olacak yiyecek, içecek ve giyeceklerden olmalıdır.

Yüce Rabbimiz, “Size verilse, gönlünüzün razı olmayacağı kötü bir malı, hayır diye bir başkasına vermeye kalkışmayın.”[4] buyurarak konuya dikkatlerimizi çekmektedir. Ayrıca Gazze’de masumları katledenlerin, onları destekleyenlerin ürünlerini zekât ve sadaka olarak dağıtmak veya dağıtılmasına sebebiyet vermekten sakınılmalıdır.

İslam’a göre, zekât ve sadakada temlik esastır; yani onların bizzat fakirin eline ulaştırılması gerekmektedir. Bu itibarla, zekât ve sadakalarımızı vermeye ihtiyaç sahibi akrabalarımızdan ve komşularımızdan başlamalı, köyümüzde, ilçemizde ve şehrimizde bulunan muhtaçları da gözetmeliyiz. Bununla birlikte bulunduğu yerde zekât ve fitrelerini verme imkânı bulamayanlar, yurt içi ve yurt dışındaki muhtaçlara yardım etmek isteyenler, vekâlet yoluyla zekât ve fitrelerini verebilirler. Ancak o zaman da zekât ve sadakaların gerçek sahiplerine ulaşıp ulaşmadığının takibi mutlaka yapılmalıdır.

Aziz Müslümanlar!

İbadet ve emanet bilinciyle hareket eden diğer hayır kurumları gibi Türkiye Diyanet Vakfımız da zekât ve sadakalarını vekâlet yoluyla vermek isteyenlerin hizmetindedir. Bu yıl da “Kardeşliğimiz Zekâtla Bereketlensin” şiarıyla hayırsever milletimizin emanet ettiği zekât ve sadakaları; hesabı verilebilir, açık ve şeffaf bir şekilde ihtiyaç sahibi kardeşlerimize güvenle ulaştıracağız inşallah. Sizler de, din görevlilerimiz, il ve ilçe müftülüklerimiz aracılığıyla, ayrıca vakfımızın internet sitesi üzerinden bu iyilik seferberliğine katkıda bulunabilirsiniz.

Kıymetli Müminler!

Önümüzdeki Salı günü Çanakkale Zaferi’nin yıl dönümünü bir kez daha idrak edeceğiz inşallah. Çanakkale; din, devlet, vatan ve millet aşkıyla yanıp tutuşan kahraman ecdadımızın istiklal ve istikbal mücadelesinden asla vazgeçmeyeceğinin en büyük nişanelerinden biridir. Bize düşen ise bu şanlı mücadelenin ruhunu canlı tutmak ve gelecek nesillerimize aktarmaktır. Bu vesileyle başta Çanakkale şehitlerimiz olmak üzere bütün şehitlerimize, ebedi âleme irtihal eden gazilerimize Yüce Rabbimden rahmet diliyorum. Cenâb-ı Hak, her daim devletimizi payidar, aziz milletimizi bahtiyar eylesin.


[1] Bakara, 2/110.

[2] Taberânî, el-Mu’cemü’l-kebîr, X, 128.

[3] Zâriyât, 51/19.

[4] Bakara, 2/267.

Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü

Hutbeyi indir

14.03.2025 tarihli Cuma Hutbesini Türkçe, Arapça, İngilizce, Almanca metni, okunuşu ve PDF Formatında indir

Diyanet hutbe Cuma, dibbys, diyanet fetva, cuma hutbesi duası, cuma hutbesi arşivi, cuma hutbeleri pdf, Cuma hutbesi bugün, cuma hutbesi nasıl yapılır, nasıl okunur?

Cuma Hutbesi nedir?

Cuma Hutbesi, İslam dininde Cuma namazının önemli bir parçasıdır ve Cuma namazı öncesinde okunur. Hutbe, imam tarafından cemaate hitaben yapılan bir konuşmadır ve dini, sosyal ve ahlaki konuları içerir. Cuma namazı, İslam’ın farz kıldığı önemli ibadetlerden biridir ve hutbe, bu ibadetin ayrılmaz bir parçasıdır.

Cuma Hutbesi Ne Zaman Okunur?

Cuma hutbesi, Cuma namazından önce okunur. Cuma namazı, öğle vaktinde kılınır ve hutbe, namazın bir şartıdır. Hutbe olmadan Cuma namazı geçerli sayılmaz.

  • Süre: Hutbe, genellikle 15-20 dakika sürer. İki bölümden oluşur:
  • Birinci Hutbe: İmam, cemaate hitaben konuşma yapar.
  • İkinci Hutbe: Daha kısa olan bu bölümde, genellikle dua ve öğütler yer alır.

Cuma Hutbesinin Okunuş Şekli

  • Hutbe Öncesi: İmam, minbere çıkar ve cemaate selam verir. Ardından iç ezan okunur.
  • Birinci Hutbe: İmam, cemaate hitaben konuşma yapar. Bu bölümde genellikle bir ayet ve bir hadis okunur.
  • Ara: İmam, bir süre oturur ve ardından ikinci hutbeye başlar.
  • İkinci Hutbe: Daha kısa olan bu bölümde, dua ve öğütler yer alır.
  • Hutbe Sonrası: Hutbe bittikten sonra kamet getirilir ve Cuma namazı kılınır.

Cuma Hutbesinin Tarihsel Kökeni

Cuma hutbesi, Hz. Muhammed (s.a.v.) döneminde başlamıştır. Peygamber Efendimiz, Medine’de ilk Cuma hutbesini okumuş ve bu gelenek günümüze kadar devam etmiştir.

Hutbeler, İslam toplumunun bir araya gelip dini ve sosyal konularda bilgilendiği önemli bir vesiledir.

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:

  • “Cuma günü hutbe okunurken kim ‘sus’ derse boş konuşmuş olur. Kim de boş konuşursa onun Cuma’sı yoktur.” (Buhari)
  • “Cuma namazı, hutbe ile farz kılınmıştır. Kim hutbeyi dinlemezse onun Cuma’sı yoktur.” (Ebu Davud)

Cuma Namazı Kaç Rekattır? Farz mı?

Cuma namazı; 4 rekât sünneti, 2 rekât farz ve 4 rekât da son sünnet olmak üzere toplamda 10 rekâttır. Her hafta Cuma günü cami ve mescitlerde kılınır ve erkeklere farz olan bir namazdır.

Cuma namazı farz-ı ayındır. İslam âleminde Cuma günleri Müminlerin bayramı olarak sayılmaktadır ve erkeklere farz olarak kılınmıştır. Kadınlar için Cuma namazı farz değildir.

Cumanın farzından önce, imam tarafından minberde hutbe okunur. Cuma hutbesi farzdır ve Hutbe okunmadan kılınan bir cuma namazı sahih değildir.

Bu yazılar da ilginizi çekebilir;

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyiciyi devre dışı bırakarak bizi desteklemeyi düşünün