Diyanet Cuma Hutbesi 21 Mart 2025 “İnfak ve Kur’an Ayı”
Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan 21 Mart 2025 tarihli Cuma Hutbesi Konusu "İnfak ve Kur'an Ayı Ramazan" oldu.
Diyanet 21 Mart 2025 Cuma hutbesi yayımlandı. Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan 21 Mart tarihli Cuma hutbesinin konusu “İnfak ve Kur’an Ayı Ramazan” oldu.
Cuma hutbesi ne zaman okunur? Bu haftaki 21 Mart 2025 Cuma hutbesi yayınlandı mı, hutbenin tam metni nedir? Peki bu hafta hutbe ne zaman yayımlanacak? Bugünkü Cuma Hutbesinin konusu nedir, belli oldu mu? Hangi konu ve konulardan bahsedilecek? Cuma hutbeleri her camide aynı mı? Diyanet Hutbe ne demek!
Bu hafta Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan 21 Mart Cuma hutbesi Perşembe günü yayımlandı. Her hafta olduğu gibi Cuma Hutbeleri ve konusu Müslümanlar tarafından günün en çok merak edilen konuları arasında yer alıyor. Türkiye genelinde tüm il ve ilçelerinde, yaklaşık 90 bin camide imamlar tarafından okunacak bu haftaki hutbesinin konusu da vatandaşlar tarafından yoğun ilgiyle takip ediliyor. İşte bu hafta tüm camilerde okunacak Cuma hutbesi konusu ve tam metni…
Cuma Hutbesi 21 Mart 2025
21 Mart tarihli (yarınki) Türkiye genelinde camilerde okunacak hutbesi Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yayınlandı. İşte Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan “İnfak ve Kur’an Ayı Ramazan” konulu Cuma hutbesi ve tam metni
Cuma Namazı ve Cuma Hutbesi / Friday Khutbas / خطب الجمعة / Freitag Predigt
İNFAK VE KUR’AN AYI RAMAZAN
بِسْـــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
Muhterem Müslümanlar!
Ramazan-ı şerifin son on gününün içindeyiz. Bu günler, itikâf günleridir. Hz. Âişe validemiz, Allah Resûlü (s.a.s)’in Ramazan’ın son on gününde itikâfa girdiğini, Kadir Gecesi’ni Ramazan’ın son on gününde aramamız gerektiğini haber vermiştir.[1] İtikâf; Ramazan ayının sünnetlerinden biridir. Ramazan’ın son günlerini ibadet ve tefekkürle, tövbe ve istiğfarla, hamd ve şükürle, dua ve zikirle geçirme fırsatını bizlere vermektedir.
Aziz Müminler!
Bir defasında Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in amcası Hz. Abbas’ın oğlu Abdullah (r.a), Mescid-i Nebevî’de itikâfa girmişti. O günlerde bir adamın üzgün bir şekilde mescide girdiğini gördü. Hz. Abdullah, o adamın borcunu ödeyemediğinden dolayı mahzun olduğunu öğrenince, “Senin için borcunu ödeyemediğin kişiyle konuşayım.” diyerek mescitten çıktı. O adam, “Ey Abdullah! İtikâfta olduğunu unuttun mu?” dedi. Bunun üzerine Abdullah (r.a), “Ben Peygamber Efendimiz (s.a.s)’den, ‘Kim bir Müslümanın ihtiyacını gidermeye çalışırsa, bu onun için on senelik itikâftan daha hayırlıdır.’ dediğini işittim.” cevabını verdi.[2]
Kıymetli Müslümanlar!
Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in bizlere öğrettiği değerlerin başında yardımlaşma bilinci gelmektedir. Bu bilincin canlı tutulmasında en önemli ilke ise infaktır. İnfak; Allah’ın rızasını kazanma arzusuyla, O’nun bahşettiği maddi ve manevi imkânları paylaşmaktır. İyiliğin yeryüzünde yayılması, kötülüklerin ortadan kalkması için çaba göstermektir. Birbirimizin yaşama sevinci ve umudu olmak, sevinçlerimizi paylaşarak çoğaltmaktır.
Değerli Müminler!
İyiliğe ulaşmanın yolu infaktan geçmektedir. Yüce Rabbimiz, “Sevdiğiniz şeylerden Allah yolunda infak etmedikçe iyiliğe asla eremezsiniz. Her ne infak ederseniz Allah onu bilir.”[3] buyurarak bu hususa dikkatlerimizi çekmektedir. Kadın erkek, küçük büyük, zengin fakir her Müslümanın yapabileceği bir infak çeşidi mutlaka vardır. Dolayısıyla zekât ve sadakalarımızı ihtiyaç sahibi kardeşlerimizle paylaşmak infak olduğu gibi; eşimize sevgimizi, çocuklarımıza merhametimizi, anne ve babamıza güler yüzümüzü göstermek de bir tür infaktır.
İnfak; bazen akrabalarımıza ve komşularımıza ikramda bulunmak, yetim ve öksüzlere kol kanat germektir. Bazen de hastaneleri, sevgi ve huzur evlerini ziyaret etmek, kardeşlerimize ilgi ve muhabbetimizi göstermektir. İnfak; kimi zaman ihtiyaç sahibinin halini hatırını sormak, borçlu olanların borcunu ödemektir. Kimi zaman da evlenemeyen gençlerin yuva kurmalarına yardımcı olmak, istihdam alanları oluşturarak insanların nafakalarını temin etmelerine vesile olmaktır. İnfak; başta Gazze olmak üzere mazlumlara olan desteğimizi sürdürmek, onlara bu zulmü yaşatan siyonist zalimlere ve destekçilerine karşı asil duruşumuzu ısrarla devam ettirmektir.
Aziz Müslümanlar!
Dünyevîleşme ve bireyselleşmenin dünyamızı kuşattığı, mutluluğun tüketimde arandığı, özenti ve gösterişe dayalı bir hayatın öne çıkarıldığı bir çağda yaşıyoruz. Oysaki mal ve mülk adına bizim zannettiğimiz her şey, aslında Rabbimizin bize bir emanetidir. Vakti geldiğinde bu dünyadaki süremiz bitecek, malımız ve mülkümüz el değiştirecektir.
Öyleyse Ramazan ayını fırsat bilerek kardeşliğimizi infakla bereketlendirelim. Birlik ve beraberliğimizi infakla güçlendirelim. Rabbimize olan sadakatimizi infakla pekiştirelim. İhtiyaç sahiplerine ve başta camilerimiz olmak üzere toplumsal birlikteliğimizin teminatı olan müesseselerimize yönelik yardımlarımızın bizler için sadaka-i câriye ve ahiret azığı olacağını bilelim. Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in, “Kişi, kardeşine yardım ettiği sürece Allah da onun yardımcısı olur.”[4] hadisini asla unutmayalım.
Kıymetli Müminler!
Önümüzdeki Çarşamba akşamı Kadir Gecesi’ni idrak edeceğiz inşallah. Cenâb-ı Hak, Kadir Gecesi’nin önemini bizlere şöyle haber vermektedir: “Biz Kur’an’ı, Kadir Gecesi’nde indirdik. Kadir Gecesi’nin ne olduğunu sen bilir misin? Kadir Gecesi bin aydan daha hayırlıdır. Melekler ve Cebrail o gecede, Rablerinin izniyle her iş için iner de iner. O gece, tan yerinin ağarmasına kadar bir esenliktir.”[5]
Kadir Gecesi’ni bin aydan daha hayırlı kılan Kur’an-ı Kerim; Yüce Rabbimizi bizlere tanıtan, varoluşun ve hayatın gayesini öğreten ilahi bir kitaptır. Hak ile batılı, doğru ile yanlışı ayırt eden ilahi bir kılavuzdur. Bütün insanları hak ve hakikate davet eden ilahi bir çağrıdır. O halde, Kur’an ile bağımızı daha fazla güçlendirmeye, onunla yeniden dirilmeye gayret edelim. Kur’an’ın ölçülerine ve sünnetin rehberliğine göre hayatımızı tanzim edelim.
Bu vesileyle Kadir Gecemizi şimdiden tebrik ediyor, gecemizin aziz milletimize, İslam âlemine ve tüm insanlığa hayırlı olmasını Cenâb-ı Hak’tan niyaz ediyorum.
[1] Buhârî, Fadlü leyleti’l-kadr, 3.
[2] Beyhakî, Şuabü’l-îmân, 3, 424.
[3] Âl-i İmrân, 3/92.
[4] Ebû Dâvûd, Edeb, 60.
[5] Kadir, 97/1-5.
Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü
Hutbeyi indir
21.03.2025 tarihli Cuma Hutbesini Türkçe, Arapça, İngilizce, Almanca metni, okunuşu ve PDF Formatında indir
- Diyanet Hutbeler
- Cuma Hutbesini Mp3 olarak indir, dinle
Diyanet hutbe Cuma, dibbys, diyanet fetva, cuma hutbesi duası, cuma hutbesi arşivi, cuma hutbeleri pdf, Cuma hutbesi bugün, cuma hutbesi nasıl yapılır, nasıl okunur?
Cuma Hutbesi nedir?
Cuma Hutbesi, İslam dininde Cuma namazının önemli bir parçasıdır ve Cuma namazı öncesinde okunur. Hutbe, imam tarafından cemaate hitaben yapılan bir konuşmadır ve dini, sosyal ve ahlaki konuları içerir. Cuma namazı, İslam’ın farz kıldığı önemli ibadetlerden biridir ve hutbe, bu ibadetin ayrılmaz bir parçasıdır.
Cuma Hutbesi Ne Zaman Okunur?
Cuma hutbesi, Cuma namazından önce okunur. Cuma namazı, öğle vaktinde kılınır ve hutbe, namazın bir şartıdır. Hutbe olmadan Cuma namazı geçerli sayılmaz.
- Süre: Hutbe, genellikle 15-20 dakika sürer. İki bölümden oluşur:
- Birinci Hutbe: İmam, cemaate hitaben konuşma yapar.
- İkinci Hutbe: Daha kısa olan bu bölümde, genellikle dua ve öğütler yer alır.
Cuma Hutbesinin Okunuş Şekli
- Hutbe Öncesi: İmam, minbere çıkar ve cemaate selam verir. Ardından iç ezan okunur.
- Birinci Hutbe: İmam, cemaate hitaben konuşma yapar. Bu bölümde genellikle bir ayet ve bir hadis okunur.
- Ara: İmam, bir süre oturur ve ardından ikinci hutbeye başlar.
- İkinci Hutbe: Daha kısa olan bu bölümde, dua ve öğütler yer alır.
- Hutbe Sonrası: Hutbe bittikten sonra kamet getirilir ve Cuma namazı kılınır.
Cuma Hutbesinin Tarihsel Kökeni
Cuma hutbesi, Hz. Muhammed (s.a.v.) döneminde başlamıştır. Peygamber Efendimiz, Medine’de ilk Cuma hutbesini okumuş ve bu gelenek günümüze kadar devam etmiştir.
Hutbeler, İslam toplumunun bir araya gelip dini ve sosyal konularda bilgilendiği önemli bir vesiledir.
Peygamber Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
- “Cuma günü hutbe okunurken kim ‘sus’ derse boş konuşmuş olur. Kim de boş konuşursa onun Cuma’sı yoktur.” (Buhari)
- “Cuma namazı, hutbe ile farz kılınmıştır. Kim hutbeyi dinlemezse onun Cuma’sı yoktur.” (Ebu Davud)
Cuma Namazı Kaç Rekattır? Farz mı?
Cuma namazı; 4 rekât sünneti, 2 rekât farz ve 4 rekât da son sünnet olmak üzere toplamda 10 rekâttır. Her hafta Cuma günü cami ve mescitlerde kılınır ve erkeklere farz olan bir namazdır.
Cuma namazı farz-ı ayındır. İslam âleminde Cuma günleri Müminlerin bayramı olarak sayılmaktadır ve erkeklere farz olarak kılınmıştır. Kadınlar için Cuma namazı farz değildir.
Cumanın farzından önce, imam tarafından minberde hutbe okunur. Cuma hutbesi farzdır ve Hutbe okunmadan kılınan bir cuma namazı sahih değildir.
Bu yazılar da ilginizi çekebilir;
- Anlamlı, Farklı ve Güzel Cuma Mesajları
- 2025 Ramazan Ayı Teması: İyilik Ayı Ramazan
- Kadir Gecesi 26 Mart 2025 Çarşamba
- 2025 Ramazan Fitre Miktarı
- Nisap Miktarı Nedir? Nasıl Hesaplanır?
- Ramazan ve Oruç Hakkında Ayet ve Hadisler
- Ramazan Ayında Meydana Gelen 8 Önemli Olay