Diyanet Cuma Hutbesi 25 Ekim 2024 “Vatan Müdafaası Mukaddestir”
Diyanet 25 Ekim 2024 Cuma hutbesi yayımlandı. İşte Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan 25 Ekim tarihli Cuma hutbesinin konusu “Vatan Müdafaası Mukaddestir" oldu.
Diyanet 25 Ekim 2024 Cuma hutbesi yayımlandı. İşte Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan 25 Ekim tarihli Cuma hutbesinin konusu “Vatan Müdafaası Mukaddestir” oldu.
Cuma hutbesi ne zaman okunuyor? Bu haftaki 25 Ekim 2024 Cuma hutbesi yayınlandı mı, hutbenin tam metni nedir? Peki bu hafta hutbe ne zaman yayımlanacak? Bugünkü Cuma Hutbesinin konusu nedir, belli oldu mu? Hangi konu ve konulardan bahsedilecek? Cuma hutbeleri her camide aynı mı? Diyanet Hutbe ne demek!
Bu hafta Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından hazırlanan 25 Ekim Cuma hutbesi Perşembe günü yayımlandı. Geçtiğimiz haftalarda olduğu gibi Cuma Hutbeleri ve konusu Müslümanlar tarafından günün en çok merak edilen konuları arasında yer alıyor. Türkiye genelinde tüm il ve ilçelerinde, yaklaşık 90 bin camide imamlar tarafından okunacak bu haftaki hutbesinin konusu da vatandaşlar tarafından yoğun ilgiyle takip ediliyor. İşte bu hafta tüm camilerde okunacak Cuma hutbesi konusu ve tam metni…
Cuma Hutbesi 25 Ekim 2024
25 Ekim tarihli (yarınki) Türkiye genelinde camilerde okunacak hutbesi Diyanet İşleri Başkanlığı Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü tarafından yayınlandı. İşte Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan “Vatan Müdafaası Mukaddestir” konulu Cuma hutbesi ve tam metni
Cuma Namazı ve Cuma Hutbesi / Friday Khutbas / خطب الجمعة / Freitag Predigt
VATAN MÜDAFAASI MUKADDESTİR
بِسْـــــــمِ اﷲِارَّحْمَنِ ارَّحِيم
Muhterem Müslümanlar!
Peygamber Efendimiz (s.a.s) bir defasında vatan müdafaasının önemini ve faziletini şöyle anlatmıştır: “Vatanı korumak için bir gün ve bir gece nöbet tutmak, bir ay nafile oruç tutup geceleri nafile namaz kılmaktan daha hayırlıdır. Mümin nöbet tutarken ruhunu Allah’a teslim etse bile amel defteri kapanmaz. Allah, onu rızıklandırmaya devam eder…”[1]
Allah Resûlü (s.a.s) bu hadisiyle bizlere, vatan müdafaasının mukaddes bir görev olduğunu öğretmektedir. Vatanı korumak için nöbet tutanların ibadet sevabı kazanacaklarını haber vermektedir. Bu uğurda canlarını feda eden şehitlerin, Allah katında sonsuz nimetlere ulaşacaklarını, ebedi cennet ile ödüllendirileceklerini bildirmektedir.
Aziz Müminler!
Vatan müdafaası, sadece üzerinde yaşadığımız toprak parçasını korumaktan ibaret değildir. Vatan müdafaası; dinimizi, canımızı, malımızı, namusumuzu ve neslimizi her türlü tehlikeden korumaktır. İstiklal ve istikbalimizi teminat altına almak, birliğimizi ve kardeşliğimizi güçlendirmek için gayret göstermektir. Vatan müdafaası; en değerli hazinemiz olan ailemizi güçlü kılmaktır. Çocuklarımızı ve gençlerimizi batıl ideolojilerin, sapkın akımların insafına terk etmemektir. Vatan müdafaası; işimizi ve mesleğimizi en güzel ve en doğru şekilde yapmak, insanların malına ve canına zarar vermemektir. Şahsi ihtirasları için dinimizi ve duygularımızı istismar etmek isteyen hainlere karşı uyanık olmaktır.
Kıymetli Müslümanlar!
Bizler, millet olarak tarih boyunca aziz vatanımızı muhafaza etmek için nice sıkıntılara göğüs gerdik, nice badireler atlattık. Bütün zorluklar karşısında tek dayanağımız Yüce Rabbimiz oldu. Her şart ve durumda yalnızca O’na güvendik, O’na sığındık. وَلَا تَهِنُوا وَلَا تَحْزَنُوا وَاَنْتُمُ الْاَعْلَوْنَ اِنْ كُنْتُمْ مُؤْمِن۪ينَ “Gevşeklik göstermeyin, üzülmeyin; iman etmişseniz üstün olan sizsiniz.”[2] ayetinin müjdesiyle hiçbir zaman yılmadık, yıkılmadık, ümitsizliğe kapılmadık. Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in “Mümin, mümin kardeşi için birbirine sımsıkı kenetlenmiş tuğlalardan oluşan bir bina gibidir.”[3] hadisi gereğince birbirimize omuz verdik. Malazgirt’te, Çanakkale’de, Milli Mücadele’de bütün imkânsızlıklara rağmen en kesif ordulara karşı vatanımızı müdafaa ettik. Hiçbir zaman zulme ve zalimlere geçit vermedik elhamdülillah.
Değerli Müminler!
Dün olduğu gibi bugün de yarın da ülkemize ve aziz milletimize karşı kurulan kirli tuzaklar boşa çıkacaktır. İnsanlıktan nasibini almamış, hiçbir ahlaki ve insani değer tanımayan dâhili ve harici cinayet şebekeleri, kirli emellerine asla ulaşamayacaktır. Vatanımızın bölünmez bütünlüğüne kasteden hainler; güven ve huzur ortamımızı bozamayacak, gücümüzü zayıflatamayacak, istikbale dair ümitlerimizi yok edemeyecektir. Rabbimizin, وَاللّٰهُ مُتِمُّ نُورِه۪ وَلَوْ كَرِهَ الْـكَافِرُونَ “Kâfirler istemeseler de Allah nurunu tamamlayacaktır.”[4] vaadi mutlaka gerçekleşecektir. سَيُهْزَمُ الْجَمْعُ وَيُوَلُّونَ الدُّبُرَ “Yakında o zalimler topluluğu da yenilecek, arkalarını dönüp kaçacaklardır.”[5] ayetinde buyrulduğu üzere, yeryüzünü savaş alanına çevirmeye çalışan bütün terör örgütleri ve arkalarındaki şer güçleri mutlaka hezimete uğrayacaktır.
Aziz Müslümanlar!
Etrafımızın ateş çemberine döndürülmek istendiği bugünlerde bize düşen; İslam kardeşliğini esas alarak birlik ve beraberliğimizi muhafaza etmektir. Her alanda güçlü olmak için daha fazla çalışmak, daha fazla çaba göstermektir. İyiliği hayatımızın her alanında hâkim kılmak, kötülüğe ve kötülere engel olmaktır. Göz nuru yavrularımızın iyi bir insan, bilinçli bir Müslüman olarak yetişmeleri için sorumluluklarımızı yerine getirmektir. İnsanların huzuruna, canına, malına kast edenlere karşı yekvücut olmaktır. Aziz şehitlerimizin, uğruna canlarını feda ettikleri, kahraman gazilerimizin cepheden cepheye koştukları ulvi değerleri yaşamak ve yaşatmaktır. Hülasa, ülkemize ve aziz milletimize karşı oynanan kirli oyunları feraset ve basiretle boşa çıkarmaktır.
Bu vesileyle, huzurla yaşadığımız güzel vatanımızı bize yurt kılan aziz şehitlerimizi ve ahirete irtihal eden kahraman gazilerimizi rahmet ve minnetle yâd ediyorum. Ayrıca Ankara’da gerçekleştirilen menfur terör saldırısında şehadet şerbetini içen kardeşlerimize Yüce Rabbimden rahmet, yaralılara acil şifalar, yakınlarına ve aziz milletimize sabır ve baş sağlığı diliyorum.
Hutbemi Enfâl sûresi kırk altıncı ayetin mealiyle bitiriyorum: “Allah’a ve Resûlüne itaat edin, birbirinizle çekişmeyin. Sonra gevşersiniz ve gücünüzü kaybedersiniz. Sabırlı olun. Çünkü Allah sabredenlerle beraberdir.”[6]
[1] Müslim, İmâre, 163.
[2] Âl-i İmrân, 3/139.
[3] Buhârî, Edeb, 36.
[4] Saff, 61/8.
[5] Kamer, 54/45.
[6] Enfâl 8/46.
Kaynak: Din Hizmetleri Genel Müdürlüğü
Hutbeyi indir
25.10.2024 tarihli Cuma Hutbesini Türkçe, Arapça, İngilizce, Almanca metni, okunuşu ve PDF Formatında indir
- Diyanet Hutbeler
- Cuma Hutbesini Mp3 olarak indir, dinle
Diyanet hutbe Cuma, dibbys, diyanet fetva, cuma hutbesi duası, cuma hutbesi arşivi, cuma hutbeleri pdf, Cuma hutbesi bugün, cuma hutbesi nasıl yapılır, nasıl okunur?
Hutbe ne zaman okunur?
Hutbe, Cumanın farzından önce, bayram namazlarından sonra okunur. Cuma hutbesi farz, bayram hutbeleri sünnettir. Hutbenin bir rüknü vardır. O da Allah’ı zikirdir.
Cuma namazının geçerlilik şartlarından biri de, cuma namazının öncesinde iki hutbenin bulunmasıdır. Türkiye, Suudi Arabistan ve Mısır gibi birçok ülkede, hükümet tarafından denetlenen ve yetkisi altındaki tüm camilerde okunmak üzere haftalık vaaz veren merkezi bir dini otorite bulunmaktadır. Vaazlar ve hutbeler Türkiye’de Diyanet tarafından, Suudi Arabistan’da ise İslam İşleri Bakanlığı tarafından hazırlanmaktadır.
Cuma Namazı Kaç Rekattır? Farz mı?
Cuma namazı; 4 rekât sünneti, 2 rekât farz ve 4 rekât da son sünnet olmak üzere toplamda 10 rekâttır. Her hafta Cuma günü cami ve mescitlerde kılınır ve erkeklere farz olan bir namazdır.
Cuma namazı farz-ı ayındır. İslam âleminde Cuma günleri Müminlerin bayramı olarak sayılmaktadır ve erkeklere farz olarak kılınmıştır. Kadınlar için Cuma namazı farz değildir.
Cumanın farzından önce, imam tarafından minberde hutbe okunur. Cuma hutbesi farzdır ve Hutbe okunmadan kılınan bir cuma namazı sahih değildir.
Diğer Konular
- Zalim ve Haksızlık Yapana Okunacak Dualar
- Düşmana Karşı Okunacak Dua
- Cuma Mesajları, Cuma Tebrik Sözleri
- Namaz Duaları, Namazda okunan sureler