İslam Tarihi

Fatih’in Ayasofya için Bedduası (Ayasofya Vakfiyesi)

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü arşivlerinde Fatih'in Ayasofya için Bedduası (Vakfiyesi), 5,5 asırdır yazılı halde özenle korunuyor.

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü arşivlerinde Fatih’in Ayasofya için Bedduası (Vakfiyesi), 5,5 asır önce 65 metre uzunluğunda, ceylan derisi üzerine yazılı halde özenle korunuyor.

Fatih’in Ayasofya için Bedduası

Osmanlı dönemine ait birçok eserin bulunduğu ve özenle saklandığı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü arşivlerindeki en önemli eserlerden birisi Fatih Sultan Mehmet’in Ayasofya Camisi için Arapça yazdığı Vakfiyesi.

Fatih Sultan Mehmet tarafından kaleme alınan Ayasofya Vakfiyesi 5,5 asır önce 65 metre uzunluğunda, ceylan derisi üzerine yazılı halde  özenle olduğu gibi korunuyor.

Vakfiyenin sonunda ise ‘Eğer bu vakfiyeye uygun hareket edilmezse Allah’ın, Peygamberlerin, meleklerin laneti üzerine olsun’ şeklinde meşhur bir bedduası yer alıyor.

Ayasofya-i Kebir Camii

Fatih Sultan Mehmet’in 1453 yılında İstanbul’u fethetmesiyle camiye çevirilen ve cami olarak hizmet vermeye başlayan Ayasofya 1 Şubat 1935 tarihi itibariyle müzeye dönüştürülmüştür.

Danıştay’ın 2 Temmuz‘da gördüğü duruşmanın ardından 10 Temmuz 2020 tarihinde Ayasofya’nın yeniden ibadete açılmasına karar verilmiş, resmi olarak cami statüsünde Diyanet İşleri Başkanlığı’na devredilmişti.

Fatih’in Ayasofya Vakfiyesi

Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü’nde bulunan Ayasofya arşivlerinde Fatih Sultan Mehmet yazdığı vakfiyenin tercüme edilmiş hali olarak şu ifadeler yer almaktadır.

“Bu vakfiyeyi kim değiştirirse, Allah’ın, Peygamberlerin, meleklerin, bütün yöneticilerin ve dahi bütün Müslümanların ebediyen laneti onun ve onların üzerine olsun, azapları hafiflemesin, onların haşir gününde yüzlerine bakılmasın.”- 1 Haziran 1453

Vakfiyedeki Bedduanın Muhatabı Kim?

Prof. Dr. Ahmet Akgündüz’ün “Fatih’in Ayasofya Vakfiyesindeki Bedduanın Muhatabı Kim?” isimli yazısı şu şekildedir ;

“Fatih’in Ayasofya vakfiyesindeki bedduaların muhatabı , Ayasofya Camisini MÜZEYE çeviren Mustafa Kemal ve Arkadaşlarıdır. Hükümet 500 yıllık vaziyetine yani CAMİ haline çevirerek Müslüman milletimizi bu bedduadan kurtarmalıdır.

Bugünlerde Ayasofya gündemdedir. 500 yıl cami olarak Müslümanların mabedi ve fethin sembolü olan ve bu yüzden MESCİD-İ FETHİYE diye tarihe geçen Ayasofya asıl haline iade edilmelidir.

Ben sadece Fatih Sultan Mehmed’in bir keramet göstererek beddua ettiği şahısları sanki görür gibi tavsif eden Vakfiyedeki beddua cümlelerini aynen nakledecek ve Müslüman milletimle paylaşacağım.”

 
Fatih_ayasofya
Fatih’in Ayasofya için Bedduası

Ayasofya Camii’nde 86 Yıl Sonra ilk Namaz kılındı. Namaz öncesinde dört minareden dört müezzin tarafından ezan okundu.

İşte Fatih Sultan Mehmet’in 550 yıllık Ayasofya Vakfiyesi

Fatih Sultan Mehmet’in Ayasofya Vakfiyesi

“Allah’ın yarattıklarından Allah’a ve O’nun rü’yetine iman eden, Ahirete ve onun heybetine inanan hiçbir kimse için, sultan olsun melik olsun, vezir olsun bey olsun, şevket ve kudret sahibi biri olsun hakim veya mütegallib (zalim ve diktatör) olsun, özellikle zalim ve diktatör idareciler tarafından tayin olunan, fasid bir tahakküm ve batıl bir nezaret ile vakıflara nazır ve mütevelli olanlar olsun ve kısaca insanlardan hiçbir kimse için, bu vakıfları eksiltmek, bozmak, değiştirmek, tağyir ve tebdil eylemek, vakfı ihmal edip kendi haline bırakmak ve fonksiyonlarını ortadan kaldırmak, ASLA HELAL DEĞİLDİR.

Kim ki, bozuk teviller, hurafe ve dedikodudan öteye geçmeyen batıl gerekçelerle, bu vakfın şartlarından birini değiştirirse veya kanun ve kurallarından birini tağyir ederse; vakfın tebdili ve iptali için gayret gösterirse;

Vakfın ortadan kalkmasına veya maksadından ve gayesinden başka bir gayeye çevrilmesine kast ederse, vakfın temel hayır müesseselerinden birinin yerine başka bir kurum ikame eylemek (temel müesseseler-den birinden taviz vermek) ve vakfın bölümlerinden birine itiraz etmek dilerse veya bu manada yapılacak değişiklik veya itirazlara yardımcı olur yahut yol gösterirse;

Veya şer’-i şerife aykırı olarak vakıfda tasarruf etmeye azm eylerse, mesela şeri’ata ve vakfiyeye aykırı ferman, berat, tomar veya talik yazarsa veyahut tevliyet hakkı resmi yahut takrir hakkı resmi ve benzeri bir şey taleb ederse, kısaca batıl tasarruflardan birini işler yahut bu tür tasarrufları tamamen geçersiz olan yazılı kayıtlara ve defterlere kaydeder ve bu tür haksız işlemlerini yalanlar yumağı olan hesaplarına ilhak ederse,

“BÜYÜK BİR HARAM İŞLEMİŞ OLUR”

AÇIKÇA BÜYÜK BİR HARAMI İŞLEMİŞ OLUR, GÜNAHI GEREKTİREN BİR FİİLİ İRTİKAB EYLEMİŞ OLUR. ALLAH’IN, MELEKLERİN VE BÜTÜN İNSANLARIN LA’NETİ ÜZERLERİNE OLSUN.

“Ebeddiyyen Cehennemde kalsınlar, onların azapları asla hafifletilmesin ve onlara ebeddiyen merhamet olunmasın.

Kim bunları duyup gördükten sonra değiştirirse, vebali ve günahı bunu değiştirenlerin üzerine olsun. Hiç şüphe yok ki, Allah her şeyi işitir ve her şeyi bilir.”

Haksız bir şekilde bu vakıflara tağyir, ibdal, tahrif ve ibtal şeklinde müdahele ve tecavüz eyleyen insan, ölümle karşılaştığı anı, sekerat-ı mevti, kabri müşahede ettiğini ve onun karanlığını, tabutu ve onun içindeki yalnızlık ve vahşeti, Münker meleğini ve hey-betini, Nekir meleğini ve onun dehşetli darbelerini, Münker ile Nekir’in sorgulamalarındaki dehşeti, bütün insanların Alemlerin Rabbinin huzuruna çıktıkları günde Allah’ın huzuruna çıkacağını, o gün hiçbir nefsin bir diğer nefis için hiçbir şeye malik olamaya-cağını ve o gün her şeyin dizgininin Allah’a ait bulunacağını hatırlasın.

Kim Allah’ın Kitabına ve Resülüllah’ın Sünnetine muhalefet ederse, Allah ve Resü-lünün haram kıldığını helalleştirmeye çalışırsa, müslüman kardeşinin vakıflarını bozmaya, hayırlarını tahrib etmeye ve hasenatını iptal eylemeye gayret gösterirse ve mü’minin hayır müesseselerini fonksiyonsuz hale getirmeye taarruz ederse, artık Allah’ın gadabı ile dönmüş olur;

Son durağı ve oturağı Cehennemdir; cehennem ne kötü bir varılacak yerdir; Allah onun hesaba çekicisi, azabın en azgın olanlarıyla azaplandırıcısı ve ikabın kanunlarıyla cezasını vericisidir.

“O gün zalimlere ileri sürecekleri mazeretleri fayda vermeyecektir; onlar için sadece la’net vardır; onların varacakları cehennem ne kötü bir menzildir.” “O gün her nefis kazandığı günahlar sebebiyle rezil ü rüsvay olacaktır; o gün zulüm yoktur; şüphesiz Allah hesabı çok hızlı yapandır.”

 

 

Nukteler.com’u Facebook’tan takip etmeyi unutmayın!

İlgili Makaleler

2 Yorum

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyiciyi devre dışı bırakarak bizi desteklemeyi düşünün