Fatır Suresi 1. Ayet Açıklaması ve Tefsiri
Fatır Suresi Türkçe Kuran meali, Fatır Suresi 1. Ayeti Açıklaması, Arapça ve Türkçe okunuşu, yazılışı - Fatır suresi 1. Ayet tefsiri
Fatır Suresi Türkçe Kuran meali, Fatır Suresi 1. Ayeti Açıklaması, Arapça ve Türkçe okunuşu, yazılışı – Fatır suresi 1. Ayet tefsiri
Fatır Suresi
Fatır Suresi, Mekke döneminde inmiş, Kuran-ı Kerim’de 35. suredir. Adını ilk ayette “Elhamdu lillâhi fâtırıs semâvâti vel ardı” yer alan “Fâtır” kelimesinden almıştır.
Fâtır kelime anlamı olarak; “Her şeyi en üstün sanatıyla yaratan, yoktan var eden, yaratan Allah” anlamına gelmektedir.
Fâtır ismi aynı zamanda Cenab-ı Hakk’ın ismi ve sıfatı olarak da kullanılmaktadır.
Fatır Suresi 1. Ayet
الْحَمْدُ لِلَّهِ فَاطِرِ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ جَاعِلِ الْمَلَائِكَةِ رُسُلًا أُولِي أَجْنِحَةٍ مَّثْنَى وَثُلَاثَ وَرُبَاعَ يَزِيدُ فِي الْخَلْقِ مَا يَشَاء إِنَّ اللَّهَ عَلَى كُلِّ شَيْءٍ قَدِيرٌ ﴿١﴾
Elhamdu lillâhi fâtırıs semâvâti vel ardı câilil melâiketi rusulen ulî ecnihatin mesnâ ve sulâse ve rubâa, yezîdu fîl halkı mâ yeşâu, innallâhe alâ kulli şey’in kadîr(kadîrun).
Hamd; gökleri ve yeri yaratan, ikişer, üçer ve dörder kanatlara sahip melekleri, resûller (elçiler) kılan Allah’a aittir. Yaratmada dilediğini arttırır. Muhakkak ki Allah, her şeye kadirdir.
Kelime Kelime Anlamı ve Analizi
- el hamdu: hamd
- lillâhi (li allâhi): Allah’ındır, Allah’a aittir
- fâtırı:yaratan
- es semâvâti: semalar, gökler
- ve el ardı: ve yer
- câili: kılan
- el melâiketi: melekler
- rusulen: resûller, elçiler
- ulî: sahip
- ecnihatin: cenahlar, kanatlar
- mesnâ: ikişer
- ve sulâse: ve üçer
- ve rubâa: ve dörder
- yezîdu: artırır
- fî el halkı: yaratışta, yaratmada
- mâ: şey
- yeşâu: diler
- inne allâhe: muhakkak ki Allah
- alâ: üzerine
- kulli: her
- şey’in: şey
- kadîrun : kadîr olan, gücü yeten
Fatır Suresi 1. Ayet Tefsiri
Yüce Allah gökleri ve yeri sınırsız nimetlerle süslemiştir. Gökler ve zemin bütün nimetlerin ve nimete kavuşan tüm varlıkların dilleriyle Rahmet ve şefkati sınırsız olan ve her şeyi yoktan yaratan Allahü Teala’ya sonsuz hamd, şükür ve medih ederler.
Yerin şehirleri, memleketleri içinde en harika tarzda yoktan yaratan Allah’ın verdiği cihazlar ve kanatlarıyla seyahat eden insanlar, hayvanlar ve kuşlar gibi gökteki saraylar olan yıldızlar ve yüce memleketleri olan göklerde gezmek, uçmak, hareket etmek için o yerlerin sakinleri olan meleklere kanatlar veren sonsuz haşmet sahibi, şanı yüce olan Zât-ı Zülcelâl her şeye kadirdir.
Bir sineğe bir meyveden bir meyveye, bir serçeye bir ağaçtan bir ağaca uçmak kanadını veren, gökteki Zühreden (Çoban yıldızı) Müşteriye (Jupiter gezegeni), Müşteriden Zuhale (Satürn gezegeni) uçacak kanatları O veriyor.
Hem melâikeler (melekler); yer yüzü sakinleri yani yer yüzünde yaşayanlar gibi sınırlı, küçük bir iradeye sahip olmadıklarından belirli bir mekan onları kaydedemiyor. Aynı vakitte dört veya daha fazla yıldızlarda bulunduklarına işaret ederek, “İkişer, üçer, dörder” kelimesiyle ayrıntılı bir şekilde belirtir.
İşte, bu küçük bir hadise olarak “Melâikeleri kanatlarla teçhiz etmek (donatmak)” tabiri, büyük ve kapsamlı bir şekilde Allah’ın kudretinin büyüklüğüne işaret ederek “Muhakkak ki Allah herşeye kâdirdir.” cümlesiyle Allahu Teala’nın kudretinin büyüklüğünü ifade ve tesbit eder.
İlgili Konular
>