Padişah II. Abdülhamid Kimdir? Kısaca Hayatı ve Biyografisi
34. Osmanlı Padişahı II. Abdülhamid Han kimdir, kısaca hayatı ve dönemi. Osmanlı Devletinin çöküş sürecinde mutlak hakimiyet sağlayan hükümdar
34. Osmanlı Padişahı II. Abdülhamid kimdir, kısaca hayatı ve dönemi. Sultan II. Abdülhamid nasıl öldü? Osmanlı Devletinin çöküş sürecinde mutlak hakimiyet sağlayan hükümdar Sultan ikinci Abdülhamit kimdir, Hayatı ve Biyografisi, Hükümdarlık Süresi, İşte hakkında merak edilen ayrıntılar…
Osmanlı İmparatorluğu’nun 34. padişahı ve 113. İslam halifesi olan II.Abdülhamid, imparatorluk tahtında 33 yıl görev yapmıştır. Bunalımlı bir dönemde tahta çıkan Abdülhamid, Batı’ya karşı dengeci, Doğu’ya karşı İslamcı politikalar izlemiş, ülke içinde monarşiyi güçlendirmiştir. Peki, Abdülhamit Han çarşafı neden yasakladı? İşte, Abdülhamit Han’ın hayatına dair tüm detaylar…
II. Abdülhamid Kimdir?
21 Eylül 1842 – 10 Şubat 1918 tarihleri arasında yaşayan, Osmanlı İmparatorluğu’nun 34. padişahı ve çöküş sürecindeki devlette mutlak hakimiyet sağlayan son padişahtır.
Sultan İkinci Abdülhamid 21 Eylül 1842 tarihinde İstanbul’da doğdu. Babası Sultan Birinci Abdülmecid, annesi Tir-i Müjgan Kadın Efendi’dir. Annesi Çerkezdir.
Sultan İkinci Abdülhamid çok küçük yaşta iken annesini kaybettiği için öksüz büyüdü ve onu üvey annesi Piristu Kadın yetiştirdi. Çocukluğunda çok zayıf bir bünyeye sahip olan Sultan İkinci Abdülhamid sık sık hasta olurdu. Babasının padişahlığı sırasında bu durumu yüzünden özel ilgi gördü. Çok hoşgörülü bir ortamda büyüdü. Kültür derslerinin yanında musiki dersleri aldı ve piyano çalmayı öğrendi.
Sultan İkinci Abdülhamid iyi bir tahsil görmüştür. Arapça, Farsça, Fransızca ve Tarih üzerine dersler almıştır. Ayrıca musiki öğrenmiş, marangozluk sanatında mükemmel eserler yapacak derecede ustalaşmıştır. Öyle ki yaptığı eserlerin yağmadan kurtulabilenleri görenlerce takdirle karşılanmaktadır.
Cuma ve bazan vakit namazlarını kıldığı Yıldız Camiindeki, kendisinin ve şehzadenin namaz kıldığı mahfillerin tahta işlemesini bizzat kendisi yapmıştır.
Bekarlığı sırasında çok serbest bir hayat yaşayan II. Abdülhamid, evlendikten sonra tüm boş zamanını ailesiyle, çocuklarıyla geçirmeye başladı. Sultan II. Abdülhamid, yıkılmak üzere olan Osmanlı İmparatorluğu’nu 33 yıl ayakta tutmayı başarmış büyük bir padişahtır.
Dindar bir insan olan Sultan İkinci Abdülhamid ibadetlerini aksatmazdı. Hayırsever ve cömert bir insan olan Sultan İkinci Abdülhamid, sıradan bir vatandaş gibi yaşardı. Yunan seferi sırasında, kendisine hazinede yeterli para bulunmadığı söylenince, atalarından kalma şahsi servetinden masrafları karşılamış, devletten beş kuruş almamıştı.
Boş vakitlerini marangozhanede geçirir, harika eşyalar yapar, bunları sattırır ve parasını fakire fukaraya dağıttırırdı. Son derece şefkatli bir insan olan Sultan İkinci Abdülhamid’in kendisini öldürmek isteyenleri bağışlaması, dünya siyaset tarihinde görülmemiş bir olaydır. Sultan İkinci Abdülhamid, kültüre önem vermiş ve eğitim konusunda hizmet verecek birçok mekan yaptırmıştır.
Üniversiteler, Güzel Sanatlar Akademisi, Ticaret ve Ziraat Okulları kuran Sultan İkinci Abdülhamid, ilk ve orta dereceli okullar, dilsiz ve kör okulları, kız meslek okulları da yaptırmıştır. Vilayetlere liseler, kazalara ortaokullar kurmakla beraber, ilkokulları köylere kadar ulaştırdı.
İstanbul’da Şişli Etfal Hastahanesi’ni ve Darülaceze’yi kendi şahsi parasıyla yaptırdı. Hamidiye adı verilen nefis içme suyunu borularla İstanbul’a getirtti. Karayollarını Anadolu içlerine kadar uzatan Sultan İkinci Abdülhamid, Bağdat’a ve Medine’ye kadar da demiryolları döşetmiştir. Büyük şehirlere atlı tramvay hatları döşetti.
Sultan II. Abdülhamit’in Tahta Çıkışı
Sultan II.Abdülhamid, büyük kardeşi Sultan V. Murad’ın 31 Ağustos 1876’da tahttan indirilmesinden sonra aynı gün Topkapı sarayında tahta oturarak cülus etmiş, 7 Eylül’de Kılıç alayı yapılmıştır.
II. Abdülamit 1876-1909 tarihleri arasında tahta kalmıştır. Tahta oturduğunda ikbal uğruna türlü desiseler çeviren şahıslar Devletin en mühim kademesinde vazife başındaydılar.
Sultan II. Abdulhamid Osmanlı’nın en buhranlı döneminde 1876 yılında padişah olmuş ve imparatorluğu 33 yıl başarıyla yönetmiştir. O dönemde Osmanlı Devletinde iç ve dış karışıklıklar hat safhadaydı. 1871’de Ali paşanın ölümüyle Bab-ı Ali ile Saray arasındaki çekişme alevlenmiş, devlet borçlarını ödeyemez hale gelmiştir. Muharrem kararnamesi ile moratoryum ilan edilmiştir. Rusya’nın kışkırtmalarıyla Balkanlarda Pan-Slavizm politikası etkisini göstermiş ve ayaklanmalar başlamıştır. Ülke içinde ise meşrutiyet yanlıları çoğalmaya başlamış ve padişahlığın tasfiyesi gibi şeyler tartışılmaya başlanmıştır.
Abdulhamid tahta geçmeden Mithat paşa’ya verdiği taahhüt ile 1876’da ilk Osmanlı Anayasası olan Kanun-ı Esasi’yi ilan etmiştir. Böylece Meclis-i Mebusan ve Meclis-i Ayan üyelerinden oluşan ilk meclis 1877’de açılarak 1. Meşrutiyet dönemi başlamıştır. Ancak bu uzun sürmemiş hemen ardından çıkan Osmanlı-Rus savaşı sebbeiyle Sultan II. Abdulhamid meclisi süresiz olarak tatil etmiştir.
İlk başlarda içte ve dışta sorunlarla karşılaşan sultan zamanla merkezi güçlendirerek idareyi eline almıştır. Bu açıdan II. Abdulahmid’in Saltanat dönemi 3’e ayırabiliriz.
- 1876-1878 Arası Mithat Paşa ve ekibinin etkiliği olduğu 1. Meşrutiyet dönemi.
- 1878-1908 Arası II. Abdulhamid’in idareyi elinde tuttuğu dönem. İttihatçıların “İstibdad dönemi” dedikleri dönem.
- 1908-1909 Arası II. Meşrutiyet dönemi.
Sultan II. Abdulhamid han bu saltanatı süresince Tunus meselesi, Girit meselesi, Yunanistan Savaşı, Midilli meselesi, Yemen meselesi, Akabe ve Kuveyt meseleleriyle uğraşmış, bir yandan da Ermenilerle ve ekonomik krizle mücadele etmiştir.
Sultan Abdülhamid tahta çıktıktan sonra sekiz ay Dolmabahçe Sarayı’nda oturmuştur. Haziran 1877’den 1909 yılına kadar Yıldız Sarayı’nda oturmuştur. Yalnız muayede için Dolmabahçe Sarayı’na gelmiştir. Sultan, Yıldız Sarayı’na taşınınca buraya Saray-ı Hümayun ismi verildi, Yıldız Sarayı, II. Abdülhamid’in 33 yıllık iktidarı döneminde Osmanlı Devleti’nde ülke yönetiminin kilit noktası haline gelmiştir.
Sultan Abdülhamid, 33 yıllık iktidarı müddetince o zamana kadar görülmemiş birtakım uygulamalarla gündeme geldi. Seraskerlik Kapısı’nda subaylarla yemek yemiştir. Bahriyelilerle, ulema ile yemeğe gitmiştir. Haydarpaşa Hastanesi’ndeki gazileri ziyaret etmiştir. Sadrazam ve diğer nazırlarla birlikte camileri dolaşarak halkın arasında namaz kılmıştır. Sultan Abdülhamid, son Osmanlı padişahları arasında sadece saltanat sürmekle kalmamış, gerçek anlamda hükmeden, yöneten ve devletin dizginlerini elinde tutan bir padişah olarak tarihe damgasını vuran bir şahsiyet haline gelmiştir.
Çarşafın yasaklanması (1892)
2 Nisan 1892 tarihinde belden bağlanmış siyah çarşaf giyen Müslüman kadınların örtünmemiş denecek hâlde açık-saçık bulundukları ve matem tutan Hristiyanlara benzedikleri ve güvenlik bakımından da problem yaratacağı gerekçeleriyle II. Abdülhamid tarafından kadınların çarşaf giymesi yasaklandı. Bu yasak sadece saraya girmek isteyen kadınlara uygulanmıştır.
Vefatı
31 Mart ayaklanmasıyla tahttan indirilmesi kararlaştırılan II. Abdülhamid, 3 yıl Selanik’teki Alatini Köşkü’nde ev hapsinde tutulmuş, 1912 senesinde Beylerbeyi Sarayı’na getirilmiştir. Bundan 6 sene sonra 10 Şubat 1918 yılında İstanbul’da vefat etti. II. Abdülhamit, Divanyolu’nda bulunan Sultan II. Mahmut Türbesi’nde defnedilmiştir.
II. Abdülhamit toprak kaybetti mi kaybetmedi mi?
Osmanlı Padişahı II. Abdülhamid’in 33 yıl Osmanlı Devleti’ni savaşa sokmayıp, hiç toprak kaybı yaşatmadığı iddiası doğruyu yansıtmamaktadır. 1876-1909 yılları arası II. Abdülhamid döneminde 93 Harbi olarak anılan Türk-Rus Savaşı’nın ardından imzalanan Ayastefanos ve Berlin antlaşmaları ile arka arkaya toprak kayıpları yaşanmıştır.
Sultan Abdülhamid’in tahta çıktığı yıllar, devletin en buhranlı yıllarıydı. Balkanlar’da Bosna-Hersek, Bulgar ayaklanmaları devam ederken Sırbistan ve Karadağ muharebeleri (1876-1878) ile de ilgilenmek gerekiyordu.
24 Nisan 1877’de ise Rusya, Osmanlı Devleti’ne resmen savaş ilân etti. Böylece 93 Harbi olarak bilinen Türk-Rus savaşı başladı.
II. Meşrutiyet’in (23 Temmuz 1908) ilanını takip eden günlerde Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, Osmanlı Meclisi’ne üye gönderilmesine engel olmak için 5 Ekim 1908’de Bosna-Hersek’i işgal etti. Aynı gün Bulgaristan bağımsızlığını ilân etti. Bir gün sonra da Girit, Yunanistan ile birleştiğini açıkladı.
Esasında, Osmanlı Devleti ilk toprak kaybına 1699 Karlofça Antlaşması’yla uğramıştır. 19. yüzyıla gelinceye kadar kaybedilen toprakların bir kısmı geri alınabilir. Ancak bu yüzyıla gelindiğinde toprak kayıpları artar ve artık geri alınamaz hale gelir. Kaybedilen topraklarda bağımsız ülkeler kurulur.
Osmanlı İmparatorluğu, 2. Abdülhamid’in 33 yıllık idaresi süresince Tunus, Girit, Mısır, Kıbrıs, Sırbistan, Karadağ, Romanya, Bulgaristan, Bosna Hersek, Niş, Teselya, Kars, Batum, Ardahan’ı kaybetmiştir.
II. Abdülhamid dönemi kaybedilen topraklar madde madde:
1878 Berlin Antlaşması ile Sırbistan, Karadağ ve Romanya Osmanlı’dan ayrılır; Kars, Ardahan ve Batum, harp tazminatının bir kısmına karşılık olmak üzere Rusya’ya, Kotur ise İran’a bırakılır,
- 1878’de Kıbrıs, İngiltere’ye bırakılır, Sırbistan Osmanlı’dan ayrıldı.
- Bulgaristan’da 1878’de Bulgar Prensliği kuruldu.
- 1881’de Fransa, Tunus’u ele geçirir; Teselya ve Narda Yunanistan’a verilir,
- 1882’de Birleşik Krallık, Mısır’ı ele geçirir,
- 1884’te Birleşik Krallık, Somali’yi ele geçirir,
- 1885’te İtalya, Habeş’i ele geçirir; Doğu Rumeli savaşsız bir şekilde Bulgaristan’ın ilhakına bırakılır,
- 1898’de Kuveyt, bağımsızlığını ilan eder; Girit’e özerklik verilir.
- 1908’de Bulgaristan Osmanlıdan ayrılır; Avusturya, Bosna – Hersek’i ilhak eder; Girit, Yunanistan’a katılır.
Sultan Abdülhamid’in 33 yıllık iktidarı boyunca kaybedilen topraklar:
- Tunus= 163.610 km2
- Mısır= 1.081.992 km2
- Kıbrıs= 9.251 km2
- Sırbistan= 77.414 km2
- Karadağ= 13.812 km2
- Romanya= 238.391 km2
- Bosna Hersek= 51.129 km2
Yaklaşık 1.6 milyon km2
Milli Savunma Bakanlığı belgelerinde II. Abdülhamit döneminde toprak kaybedildiği bilgisi yer almaktadır. Yıldız Teknik Üniversitesi Sultan II. Abdülhamid Araştırma ve Uygulama Merkezi kayıtlarına göre, Berlin Anlaşması ile Osmanlı’nın Balkanlardaki gerileyişi resmiyet kazandı; Bosna Hersek ve Kıbrıs kaybedilmiştir. Uluslararası kaynaklar da Balkanlarda toprak kaybedildiğine vurgu yapmaktadır.
Kaynak : https://www.dogrula.org/dogrulamalar/ii-abdulhamid-doneminde-hic-toprak-kaybedilmedigi-iddiasi/
Bu yazılar da ilginizi çekebilir;
- II. Abdülhamid’in Son Sözleri
- Mahatma Gandhi kimdir?
- İstanbul’a gelen ilk otomobil denize atıldı
- Osmanlı Devleti Kurucusu Osman Gazi Kimdir?
- Ertuğrul Gazi Kimdir? Kısaca Hayatı