Kuran-ı Kerim

Rahman Suresi

Kuran-ı Kerim'in 55. suresi olan Rahman Suresi, Mekke'de nazil olmuştur ve 78 ayettir. Rahman Suresi Anlamı, Arapça-Türkçe okunuşu ve Diyanet Meali

Kuran-ı Kerim’in 55. suresi olan Rahman Suresi, Mekke’de nazil olmuştur ve 78 ayettir. Rahman Suresi Anlamı, Arapça-Türkçe okunuşu ve Diyanet Meali

Rahman suresi Mekke döneminde inmiştir. 78 âyettir. Sûre, adını ilk âyeti oluşturan ve Allah’ın sıfatlarından biri olan “er-Rahmân” kelimesinden almıştır.

Rahman Suresi 78 Ayetten oluşmaktadır. Kuran-ı Kerim’in elli beşinci (55.) suresidir. Rahman Suresi 27. Cüzde yer alır. RahmanAllah’ın sıfat ve Esmaül Hüsna’dan biridir. Mekke’de nazil olmuştur. 1585 harften oluşmaktadır. Kuran-ı Kerim’de iniş sırasına göre 97. Suredir.

55. Rahman Suresi ve Fazileti

Rahman Suresinin fazileti ve faydaları hakkında rivayet olunan hadisler

Sûrede başlıca, Allah’ın nimetleri, birliğini ve kudretini gösteren kâinat delilleri ve günahkârların kıyamette karşılaşacakları korku ve şiddet konu edilmektedir. Bu sureyi okumak kişi için hayır kapılarının açılmasına vesiledir.

Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki “Her şeyin bir gözdesi vardır. Kur’an’ın gözdesi de Rahman Suresi’dir

Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki: “Hadid, Vakı’a ve Rahman surelerini okumaya devam eden kişi, göklerin ve yerin melekutunda, ‘Firdevs Cennetinin sakini’ diye isimlendirilir.”

Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) buyurdu ki “Her kim Rahman Suresi’ni okursa, Allah’u Teala’nın kendisine vermiş olduğu nimetlerin şükrünü yerien getirmiş olur.”

İbni Abbas (r.a.) hazretleri şöyle buyurmuştur:

Ben bir Sure okurdum, fakir iken zengin oldum. Korkuyordum korkularımdan emin oldum. Birçok mülke sahip oldum. Bu sure Zebur surelerinin eftalidir. Kim bu sureyi okur ve hacetini Allah’tan isterse, Allah c.c. onun istediği haceti verir. İnsanların yanında o kişinin mertebesi üstün olur. Dünyada ve ahirette Allah o kişiden razı olur. Bu sureyi okuyan kişi hapiste ise en kısa zamanda kurtulur, fakir ise zengin olur, hasta ise şifa bulur, borçlu ise borcundan kurtulur, günahkar ise Allah c.c. günahlarını affeder. Her ne hacet dilerse Allah en kısa zamanda hacetini yerine getirir.

Abdullah ibni Ömer (Radıyallahu Anh) rivayet ettiki: Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Rahman suresinin tamamıunı Ashabnına okudu. Ashab-ı Kiram (Radıyallahü Anhüm), sessizce dinleyip sükut ettiler. Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem) Ashabına: “Niye ben, cinlerden güzel karşılıklar (cevaplar) işitiyorumda sizlerden işitmiyorum!” buyurdu. Ashabı Kiram (Radıyallahü Anhüm):

-“Onların verdiği karşılık (cevap nedir? Ey Allah’ın resulü!” dediler. Resulullah (Sallallahü Aleyhi ve Sellem):

-“Cinlerin Kur’an dinlemeye geldikleri gece, Rahman Suresini onlaraokuduğumda: «Febieyyi âlâi Rabbikümâ tükezzibân» (O halde (ey insanlar ve cinler!) Rabbinizin nimetlerinin hangisini inkar ile yalanlarsınız?) ayetini her tekrar ettiğimde onlar (cinler):

-Biz, Senin hiçbir nimetini yalanlamıyoruz, yalanlayamayız. Ey Rabbimiz, hamd ancak Sana’dır.” dediler.

İşte bu incelikten dolayı, bu ayeti dinleyen bir müminin, bu şekilde söylemesi mendup (sevap) görülmüştür.

Bu sureyi yazıp içinde zemzem suyu bulunan bir kabın içine koyup bir miktar beklettikten sonra içerse, bi-iznillah dalak rahatsızlığına şifa olur.

Bu sureyi okuyan kimseye bütün hayır kapıları açılır.

Rahman Suresi 70 kere okuyan kimse, gönül ferahlığına kavuşur ve huzurlu olur. Kendisine hayır kapılarının açılmasını isteyen kimse, Rahman suresini okuyarak sebep vesile edinmelidir.

Büyük alim Kelbi şöyle buyurur: “Benim Kuran okuyan bir çocuğum vardı. Kuran’dan her okuduğunu unuturdu. Rüyamda biri şöyle seslendi: “Temiz bir kaba “Rahman suresi, 1-6; Kıyame Suresi, 16-19; Buruc suresi, 21-22. ayetlerini yaz. Sonra o kaba zemzem suyu koyup bu sudan içir. İster Kuran-ı ezberlesin, ister diğer İslam’i ilimlerini.” Bu manevi reçeteyi yaptım. Çocuğum Kuran-ı çok rahat ezberledi.

Her kim ceylan derisi üzerine Rahman suresinin 33-36. ayetlerini yazıp üzerinde taşırsa, tüm korkulardan kurtulur.

RAHMAN Suresi Arapça, Latin Harfli Okunuşu Ve Türkçe Meali

Bismillâhirrahmânirrahîm

Besmele

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla…

 

1. الرَّحْمَنُ
1. Errahmân
1. Rahmân (çok merhametli olan Allah)

2. عَلَّمَ الْقُرْآنَ
2. Alleme-l kur-ân.
2. Kurân’ı öğretti.

3. خَلَقَ الْإِنسَانَ
3. Ḣaleka-l-insân.
3. İnsanı yarattı.

4. عَلَّمَهُ الْبَيَانَ
4. Allemehul beyēn.
4. Ona beyânı öğretti.

5. الشَّمْسُ وَالْقَمَرُ بِحُسْبَانٍ
5. Eşşemsu vēlgameru bihusbēn.
5. Güneş de Ay da bir hesap iledir.

6. وَالنَّجْمُ وَالشَّجَرُ يَسْجُدَانِ
6. Vennecmu veşşeceru yescudēn.
6. Bitkiler ve ağaçlar secde etmektedirler.

7. وَالسَّمَاء رَفَعَهَا وَوَضَعَ الْمِيزَانَ
7. Vessemēe rafeahē vevedaal mîzēn.
7. Göğü yükseltti ve mizânı koydu.

8. أَلَّا تَطْغَوْا فِي الْمِيزَانِ
8. Ellē tetğav fil mîzēn.
8. Sakın tartıda taşkınlık etmeyin.

9. وَأَقِيمُوا الْوَزْنَ بِالْقِسْطِ وَلَا تُخْسِرُوا الْمِيزَانَ
9. Veegîmul vezne bil gistı velē tu[k]hsirul mîzēn.
9. Tartıyı adaletle yapın, terazide eksiklik yapmayın.

10. وَالْأَرْضَ وَضَعَهَا لِلْأَنَامِ
10. Vel erda vedaahē lil enēm.
10. (Allah) yeri mahlukat için (aşağıya) koydu.

11. فِيهَا فَاكِهَةٌ وَالنَّخْلُ ذَاتُ الْأَكْمَامِ
11. Fîhē fēkihetuv-venna[k]hlu zētul ekmēm.
11. Orada meyveler ve salkımlı hurma ağaçları vardır.

12. وَالْحَبُّ ذُو الْعَصْفِ وَالرَّيْحَانُ
12. Velhabbu zul asfi ver-reyhân.
12. Yapraklı taneler ve hoş kokulu bitkiler vardır.

13. فَبِأَيِّ آلَاء رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
13. Febieyyi ēlēi rabbikümē tükezzibēn.
13. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

14. خَلَقَ الْإِنسَانَ مِن صَلْصَالٍ كَالْفَخَّارِ
14. Ḣaleka-l-insâne min salsâlin kelfeḣḣâr
14. Allah insanı, pişmiş bir çamura benzeyen bir balçıktan yarattı.

15. وَخَلَقَ الْجَانَّ مِن مَّارِجٍ مِّن نَّارٍ
15. Ve ḣaleka-lcânne min mâricin min nâr.
15. Cinleri de hâlis ateşten yarattı.

16. فَبِأَيِّ آلَاء رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
16. Febi-eyyi âlâ-i rabbikumâ tukeżżibân
16. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

17. رَبُّ الْمَشْرِقَيْنِ وَرَبُّ الْمَغْرِبَيْنِ
17. Rabbul meşrigayni verabbul mağribeyn.
17. (O) iki doğunun ve iki batının Rabbidir.

18. فَبِأَيِّ آلَاء رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
18. Febi-eyyi âlâ-i rabbikumâ tukeżżibân
18. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

19. مَرَجَ الْبَحْرَيْنِ يَلْتَقِيَانِ
19. Meracel bahreyni yeltegiyēn.
19. (Acı ve tatlı) iki denizi salıverdi birbirine kavuşuyorlar.

20. بَيْنَهُمَا بَرْزَخٌ لَّا يَبْغِيَانِ
20. Beynehumē berze[k]hul lē yebğiyēn.
20. Fakat aralarında bir engel vardır, birbirlerine geçip karışmıyorlar.

21. فَبِأَيِّ آلَاء رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
21. Febieyyi ēlēi rabbikümē tükezzibēn.
21. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

22. يَخْرُجُ مِنْهُمَا اللُّؤْلُؤُ وَالْمَرْجَانُ
22. Yaḣrucu minhumâ-llu/lu-u velmercân.
22. İkisinden de inci ve mercan çıkar.

23. فَبِأَيِّ آلَاء رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
23. Febi-eyyi âlâ-i rabbikumâ tukeżżibân
23. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

24. وَلَهُ الْجَوَارِ الْمُنشَآتُ فِي الْبَحْرِ كَالْأَعْلَامِ
24. Velehul cevēril münşeâtu fil bahri kel ağlēm.
24. Denizde koca dağlar gibi yükselen gemiler de onundur.

25. فَبِأَيِّ آلَاء رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
25. Febi-eyyi âlâ-i rabbikumâ tukeżżibân
25. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

26. كُلُّ مَنْ عَلَيْهَا فَانٍ
26. Küllü men aleyhē fēn.
26. Yer üzerinde bulunan her şey fânidir.

27. وَيَبْقَى وَجْهُ رَبِّكَ ذُو الْجَلَالِ وَالْإِكْرَامِ
27. Veyebgâ vechu rabbike zulcelēli vel ikrâm.
27. Yalnız celâl ve ikram sahibi Rabbinin yüzü (zâtı) baki kalacaktır.

28. فَبِأَيِّ آلَاء رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
28. Febi-eyyi âlâ-i rabbikumâ tukeżżibân
28. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

29. يَسْأَلُهُ مَن فِي السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ كُلَّ يَوْمٍ هُوَ فِي شَأْنٍ
29. Yes’eluhû men fîs-semēvēti vēl ardi külle yevmin hüve fî şe’n.
29. Göklerde ve yerde bulunanlar, O’ndan isterler. O, her gün yeni bir iştedir.

30. فَبِأَيِّ آلَاء رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
30. Febi-eyyi âlâ-i rabbikumâ tukeżżibân
30. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

31. سَنَفْرُغُ لَكُمْ أَيُّهَا الثَّقَلَانِ
31. Senefruğu leküm eyyuhessegalēn.
31. Ey insan ve cin! sizin de hesabınızı ele alacağız.

32. فَبِأَيِّ آلَاء رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
32. Febi-eyyi âlâ-i rabbikumâ tukeżżibân
32. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

33. يَا مَعْشَرَ الْجِنِّ وَالْإِنسِ إِنِ اسْتَطَعْتُمْ أَن تَنفُذُوا مِنْ أَقْطَارِ السَّمَاوَاتِ وَالْأَرْضِ فَانفُذُوا لَا تَنفُذُونَ إِلَّا بِسُلْطَانٍ
33. Yâ ma’şera-lcinni vel-insi ini-steta’tum en tenfużû min aktâri-ssemâvâti vel-ardi fenfużû(c) lâ tenfużûne illâ bisultân(in).
33. Ey cin ve insan toplulukları! Göklerin ve yerin çevresinden geçmeye gücünüz yeterse geçin gidin. Allah’ın verdiği bir güç olmadan geçemezsiniz.

34. فَبِأَيِّ آلَاء رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
34. Febi-eyyi âlâ-i rabbikumâ tukeżżibân
34. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

35. يُرْسَلُ عَلَيْكُمَا شُوَاظٌ مِّن نَّارٍ وَنُحَاسٌ فَلَا تَنتَصِرَانِ
35. Yurselu ‘aleykumâ şuvâzun min nârin ve nuhâsun felâ tentesirân
35. Üzerinize ateşten alev ve duman gönderilir, kendinizi savunamazsınız.

36. فَبِأَيِّ آلَاء رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
36. Febi-eyyi âlâ-i rabbikumâ tukeżżibân
36. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

37. فَإِذَا انشَقَّتِ السَّمَاء فَكَانَتْ وَرْدَةً كَالدِّهَانِ
37. Fe-iżâ-nşakkati-ssemâu fekânet verdeten ke-ddihân.
37. Gök yarılıp da, erimiş yağ gibi kıpkırmızı bir gül olduğu zaman…

38. فَبِأَيِّ آلَاء رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
38. Febi-eyyi âlâ-i rabbikumâ tukeżżibân
38. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

39. فَيَوْمَئِذٍ لَّا يُسْأَلُ عَن ذَنبِهِ إِنسٌ وَلَا جَانٌّ
39. Feyevmeizil-lē yuselu an zenbihî insuv-velē cēnn.
39. İşte o gün, ne insana ne de cinne günahından sorulmaz.

40. فَبِأَيِّ آلَاء رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
40. Febi-eyyi âlâ-i rabbikumâ tukeżżibân
40. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

41. يُعْرَفُ الْمُجْرِمُونَ بِسِيمَاهُمْ فَيُؤْخَذُ بِالنَّوَاصِي وَالْأَقْدَامِ
41. Yuğraful mücrimûne bisîmēhum feyu'[k]hazu binnevēsî vel egdēm
41. Suçlular simalarından tanınır, alınlarından ve ayaklarından tutulur.

42. فَبِأَيِّ آلَاء رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
42. Febi-eyyi âlâ-i rabbikumâ tukeżżibân
42. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

43. هَذِهِ جَهَنَّمُ الَّتِي يُكَذِّبُ بِهَا الْمُجْرِمُونَ
43. Hâżihi cehennemu-lletî yukeżżibu bihâ-lmucrimûn.
43. İşte bu, suçluların yalanladığı cehennemdir.

44. يَطُوفُونَ بَيْنَهَا وَبَيْنَ حَمِيمٍ آنٍ
44. Yetûfûne beynehē vebeyne hamîmin ân.
44. Onunla kaynar su arasında dolaşırlar.

45. فَبِأَيِّ آلَاء رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
45. Febi-eyyi âlâ-i rabbikumâ tukeżżibân
45. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

46. وَلِمَنْ خَافَ مَقَامَ رَبِّهِ جَنَّتَانِ
46. Velimen [k]hâfe makâme rabbihî cennetēn.
46. Rabbinin makamından korkan kimselere iki cennet vardır.

47. فَبِأَيِّ آلَاء رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
47. Febieyyi ēlēi rabbikümē tükezzibēn.
47. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

48. ذَوَاتَا أَفْنَانٍ
48. Żevâtâ efnân.
48. İkisinin de çeşitli ağaçları, meyveleri vardır.

49. فَبِأَيِّ آلَاء رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
49. Febi-eyyi âlâ-i rabbikumâ tukeżżibân.
49. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

50. فِيهِمَا عَيْنَانِ تَجْرِيَانِ
50. Fîhimē aynēni tecriyēn.
50. İkisinde de akıp giden iki kaynak vardır.

51. فَبِأَيِّ آلَاء رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
51. Febi-eyyi âlâ-i rabbikumâ tukeżżibân.
51. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

52. فِيهِمَا مِن كُلِّ فَاكِهَةٍ زَوْجَانِ
52. Fîhimâ min kulli fâkihetin zevcân.
52. İkisinde de her türlü meyveden çift çift vardır.

53. فَبِأَيِّ آلَاء رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
53. Febi-eyyi âlâ-i rabbikumâ tukeżżibân.
53. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

54. مُتَّكِئِينَ عَلَى فُرُشٍ بَطَائِنُهَا مِنْ إِسْتَبْرَقٍ وَجَنَى الْجَنَّتَيْنِ دَانٍ
54. Müttekiîne alē furuşim-betâinuhē min istebragiv-vecenel cenneteyni dēn.
54. Astarları atlastan yataklara yaslanırlar. İki cennetin de devşirmesi yakındır.

55. فَبِأَيِّ آلَاء رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
55. Febi-eyyi âlâ-i rabbikumâ tukeżżibân.
55. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

56. فِيهِنَّ قَاصِرَاتُ الطَّرْفِ لَمْ يَطْمِثْهُنَّ إِنسٌ قَبْلَهُمْ وَلَا جَانٌّ
56. Fîhinne gâsırâtuttarfi lem yetmishunne insun gablehum velē cēnn.
56. Oralarda gözlerini yalnız eşlerine çevirmiş dilberler var ki, bunlardan önce onlara ne insan ne de cin dokunmuştur.

57. فَبِأَيِّ آلَاء رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
57. Febi-eyyi âlâ-i rabbikumâ tukeżżibân.
57. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

58. كَأَنَّهُنَّ الْيَاقُوتُ وَالْمَرْجَانُ
58. Keennehunnel yâkûtu vēl mercân.
58. Sanki onlar yâkut ve mercandırlar.

59. فَبِأَيِّ آلَاء رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
59. Febi-eyyi âlâ-i rabbikumâ tukeżżibân.
59. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

60. هَلْ جَزَاء الْإِحْسَانِ إِلَّا الْإِحْسَانُ
60. Hel cezēul ihsēni illel ihsēn.
60. İyiliğin karşılığı, yalnız iyilik değil midir?

61. فَبِأَيِّ آلَاء رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
61. Febi-eyyi âlâ-i rabbikumâ tukeżżibân.
61. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

62. وَمِن دُونِهِمَا جَنَّتَانِ
62. Vemin dûnihimē cennetēn.
62. Bu ikisinden başka iki cennet daha vardır.

63. فَبِأَيِّ آلَاء رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
63. Febieyyi ēlēi rabbikümē tükezzibēn.
63. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

64. مُدْهَامَّتَانِ
64. Mudhâmmetân.
64. (Bu cennetler,) yemyeşildirler.

65. فَبِأَيِّ آلَاء رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
65. Febi-eyyi âlâ-i rabbikumâ tukeżżibân
65. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

66. فِيهِمَا عَيْنَانِ نَضَّاخَتَانِ
66. Fîhimē aynēni neddâ[k]hatēn.
66. İkisinde de fışkıran iki kaynak vardır.

67. فَبِأَيِّ آلَاء رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
67. Febi-eyyi âlâ-i rabbikumâ tukeżżibân.
67. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

68. فِيهِمَا فَاكِهَةٌ وَنَخْلٌ وَرُمَّانٌ
68. Fîhimâ fâkihetun ve naḣlun ve rummân.
68. İkisinde de her türlü meyve, hurma ve nar vardır.

69. فَبِأَيِّ آلَاء رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
69. Febieyyi ēlēi rabbikümē tükezzibēn.
69. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

70. فِيهِنَّ خَيْرَاتٌ حِسَانٌ
70. Fîhinne ḣayrâtun hisân.
70. İçlerinde güzel huylu, güzel yüzlü kadınlar vardır.

71. فَبِأَيِّ آلَاء رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
71. Febieyyi ēlēi rabbikümē tükezzibēn.
71. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

72. حُورٌ مَّقْصُورَاتٌ فِي الْخِيَامِ
72. Hûrun maksûrâtun fî-lḣiyâm.
72. Çadırlar içerisinde gözlerini yalnız kocalarına çevirmiş hûriler vardır.

73. فَبِأَيِّ آلَاء رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
73. Febieyyi ēlēi rabbikümē tükezzibēn.
73. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

74. لَمْ يَطْمِثْهُنَّ إِنسٌ قَبْلَهُمْ وَلَا جَانٌّ
74. Lem yetmishunne insun gablehum velē cēnn.
74. Bunlardan önce onlara ne insan ne de cin dokunmuştur.

75. فَبِأَيِّ آلَاء رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
75. Febieyyi ēlēi rabbikümē tükezzibēn.
75. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

76. مُتَّكِئِينَ عَلَى رَفْرَفٍ خُضْرٍ وَعَبْقَرِيٍّ حِسَانٍ
76. Müttekiîne alē rafrafin [k]hudriv veabgariyyin hisēn.
76. Yeşil yastıklara ve hârikulâde güzel işlemeli döşeklere yaslanırlar.

77. فَبِأَيِّ آلَاء رَبِّكُمَا تُكَذِّبَانِ
77. Febi-eyyi âlâ-i rabbikumâ tukeżżibân
77. Şimdi Rabbinizin hangi nimetlerini yalanlıyorsunuz?

78. تَبَارَكَ اسْمُ رَبِّكَ ذِي الْجَلَالِ وَالْإِكْرَامِ
78. Tebērakesmu rabbike zil celâli vēlikrâm.
78. Büyüklük ve ikram sahibi Rabbinin adı ne yücedir!

 

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyiciyi devre dışı bırakarak bizi desteklemeyi düşünün