Türkiye Hakkında 20 Büyüleyici Gerçek
Türkiye hakkında 20 büyüleyici gerçek ve ilginç bilgiler, Dünyanın en ilginç bilgileri arasına girebilecek Türkiye ve Türkler hakkında bilinmesi gerekenler!
Türkiye hakkında 20 büyüleyici gerçek ve ilginç bilgiler, Dünyanın en ilginç bilgileri arasına girebilecek Türkiye ve Türkler hakkında bilinmesi gerekenler!
Türkiye Hakkında 20 Büyüleyici Gerçek
Türkiye’de göründüğünden çok daha fazlası var – plajlar ve hareketli pazarlar arasında, dini ve edebi figürler, iç savaş ve çok sayıda dille dolu ilginç bir tarih zenginliği yatıyor.
Her ülke hakkında uzun bir efsane ve gerçek listesi vardır ve bu Türkiye için de aynı, bu yüzden hepsini tek tek inceleyemiyoruz ama bugünün makalesinde, Türkiye hakkında bilmeniz gereken 20 büyüleyici gerçeği inceleyeceğiz.
Dünyanın en eski uygarlıklarından birine ev sahipliği yapan Türkiye’nin zenginlikleri, tarihi, tarım, ticaret ve din açısından önemli bir rol oynamıştır. Bu Türkiye gerçekleriyle Türkiye’nin dünyayı nasıl değiştirdiğini öğrenin. Lafı daha fazla uzatmadan konuya geçelim, İşte Türkiye ve Türk insanı hakkında ilginç bilgiler, Türkiye hakkında bilinmesi gerekenler!
1. Türkiye’nin başkenti İstanbul değil Ankara’dır.
Türkiye hem Asya’nın hem de Avrupa’nın bir parçasıdır. Yabancılar veya turistler Türkiye’nin başkenti konusunda belki kafaları karışabilir ve belki de İstanbul’u Türkiye’nin başkenti zannedebilir ama öyle değil! İstanbul’da çekilmiş çok sayıda Türk dizisi ve birçok kitap, film ve içerik her zaman İstanbul’dan bahsediyor ama Türkiye’nin başkenti Ankara’dır.
Tarihsel olarak Ancyra olarak bilinen Ancyre, Engüriye, Engürü, Angara, Angora ve Ankara, Türkiye’nin başkentidir. Anadolu’nun orta kesiminde yer alan şehir, merkezde 5,1 milyon, genelde ise 5,7 milyonu aşan nüfusuyla Türkiye’nin İstanbul’dan sonra ikinci büyük şehridir. İstanbul, Türkiye’nin eski başkentidir.
Ülkenin resmi adı Türkiye Cumhuriyeti’dir. 13 Ekim 1923’te Türk Kurtuluş Savaşı’ndan sonra Ankara, yeni kurulan Türkiye Cumhuriyeti’nin başkenti olarak ilan edildi.
İstanbul’un orijinal adı “Byzantium”du. “Byzantium” adı Yunan kökenlidir ve şehrin kurucusu Byzas’a atıfta bulunur. 324 yılında adı “Konstantinopolis”, 1930 yılında ise İstanbul olarak değiştirilmiştir.
Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Türkiye Cumhuriyeti’ne kadar İstanbul’un adı, “Konstantiniyye” idi. 1930’da şehrin adı resmi olarak İstanbul olarak değiştirildi; bu, Yunanca konuşanların 11. yüzyıldan beri halk dilinde şehre atıfta bulunmak için kullandıkları unvanın Türkçe karşılığıydı.
İstanbul, iki kıtada yer alan tek şehirdir. Şehir, bir boğaz olan İstanbul Boğazı ile ayrılmıştır ve bu nedenle bir Avrupa ve bir Asya bölümünden oluşmaktadır. Genel olarak, Türkiye’nin %95’i Asya’da ve %5’i Avrupa’dadır.
2. Aziz Nikolaos Türkiye’de yaşadı ama Türkler Noel’i kutlamıyor
Hristiyan Dininde yardımın ve alçak gönüllülüğün sembolü Aziz Nikolas’ın, Antalya’nın Kaş ilçesine yakın Patara Antik Kenti’nde doğduğuna inanılır.
Milattan sonra 3. yüzyıl sonlarında Noel Baba ya da daha doğrusu Aziz Nicolaos varlıklı bir anne babanın çocuğu olarak dünyaya geldi, Nicholas bir Hıristiyan azizi ve Patara’da dünyaya gelen Myra’nın Yunan piskoposuydu. Ebeveynleri öldükten sonra, fakirlere ve muhtaçlara dağıtacağı büyük miktarda bir servet kaldı. Efsaneye göre evlerin bacalarından aşağı torbalar dolusu altın atar ve çocuklara meyve verirdi. Bu adetler Avrupa’ya yayıldı ve yerel halk bunu mitleri ve efsaneleriyle bütünleştirmeye başladı.
Türkiye’de Noel büyük bir kutlama değil ve 25 Aralık resmi tatil değil, sadece normal bir gün! Elbette şehrin her yerinde veya mağazalarda Noel süsleri görebilirsiniz ama Türk nüfusunun sadece %0,2’si Hristiyan olduğu için Türkiye’de kendi dini cemaatleri vardır ve bunu kiliselerinde kutlarlar. Türkiye laik bir ülkedir ve Türkiye’de Hristiyan nüfus oranı düşük olmasına rağmen herkes Noel’i kutlamakta özgürdür ve Türk halkı farklı din ve inançlara saygı duymaktadır.
3. Ülkede “Türkiye” adı, hindi kuşu adından çok önce kullanılmıştır.
Bunu anlamak için başka bir kuşu tanımamız gerekiyor: beç tavuğu. Bu kuş Amerikan hindisine biraz benziyor. Gine tavuğu aslında Doğu Afrika’ya özgüdür ve Osmanlı İmparatorluğu aracılığıyla Avrupa’ya ithal edilmiştir.
İthal edildikten sonra Avrupalılar beç tavuğuna hindi horozu veya hindi tavuğu demeye başladılar çünkü kuş Türklerden geldi. Yeni Dünya’daki yerleşimciler benzer görünümlü bir kümes hayvanını Avrupa’ya geri göndermeye başladıklarında, aşina olmadıkları için onlara hindi adını verdiler. Ancak, her dilde bu kuş için kökten farklı isimler var gibi görünüyor ve bu nedenle kelimenin ilk ve doğru kullanıldığı ülke kesinlikle Türkiye.
Hindinin İngilizcedeki karşılığı “turkey”dir. Türkiye’de hindi İngilizce “Hint” anlamına gelir.
4. Türkiye 1500’lerde kahveyi Avrupa’ya tanıttı
Aslında Dünya kahveyi Osmanlı’ya borçuldur. Kahve, Türkiye’den gelmese de Osmanlılar kahveyi 16. yüzyılda Avrupa’ya getirdi.
Osmanlı Devleti’nde ilk kahvehane, 1555 yılında Kanuni Sultan Süleyman döneminde İstanbul’da Tahtakale’de Şamlı iki tüccar tarafından açıldı. Sonunda kahvehaneler kahveden daha fazlasını sundu, tatlı içecekler ve şekerler de çeşitlere eklendi.
Kahve severler için harika bir deneyim olacak küçük bir bakır cezvede demlenmiş klasik Türk kahvesini denemek paha biçilmezdir!
5. Türkiye, dünya fındık ihracatının %80’inden sorumludur.
Türkiye, Türk Lokumu veya Türk Kahvesi gibi klasiklerle tanınıyor olabilir, ancak aslında dünyanın en büyük fındık üreticisidir. Türkiye, dünya fındık üretiminin yaklaşık %80’ini karşılamaktadır ve bu nedenle Türk ihracat pazarının temel direklerinden biridir. Fındık üretimi için elverişli hava koşulları nedeniyle, fındık tarlaları Türkiye’nin Karadeniz kıyıları boyunca uzanmaktadır.
6. Türkiye, kadınlara oy hakkı tanıyan ilk ülkelerden biridir
Türk kadını Cumhuriyet’in ilanından sonra 3 Nisan 1930’da yapılan yerel seçimlerde oy kullanma hakkını elde etti. Dört yıl sonra, 5 Aralık 1934’te çıkarılan yasayla, diğer birçok ülkeden önce tam genel oy hakkını elde etti.
Türk hükümeti, o zamanlar Orta Doğu’da yaygın bir uygulama olmayan kadınların eğitimi için de mali destek ve kızlara yönelik eğitim programları gibi kadınlara sosyal hizmetler sağladı. Kadın hakları
7. Türkiye’de yerli deve yok ama her yıl deve güreşleri yapılıyor.
Develerin tatil beldelerinde görülmesine rağmen Türkiye’de çöller ve yerli develer yoktur. Türkiye’de çöl olmadığı için yerli develer de yok. Yine de deve trenleri bir zamanlar Afrika ve Asya’daki ticaret noktalarına giderken ülkeyi geçiyordu. Deve güreşi, Türkiye’nin Ege bölgesinde de popüler bir spordur. Selçuk Efes Deve Güreşleri Festivali her yıl Türkiye’nin güney Ege kıyılarında düzenlenmektedir.
Ayrıca Türkiye, Antik Dünyanın Yedi Harikasından 2’sine ev sahipliği yapmaktadır. Efes’teki Artemis Tapınağı, antik tanrıça Artemis’e adanmış Antik Yunan uygarlığının bir kalıntısıdır. Bir başka tarihi mekan ise MÖ 353 ile 350 yılları arasında inşa edilen Halikarnas Mozolesi’dir.
8. Veni, Vidi, Vici (Geldim, gördüm, yendim)
Veni, Vidi, Vici (Geldim, Gördüm, Yendim) Tokat’ın Zile Belediyesi, Roma İmparatoru Jül Sezar’ın ünlü sözü “Veni Vidi Vici”nin Türkçe patentini aldığını duyurdu. Buna kanıt olarak ise ilçenin 4.000 yıllık kalesinde söylenmiş olması ihtimali. Çünü Zile’nin Yıldıztepe kasabasından çıkarılan pek çok antik eserin üzerinde “Veni-vidi-vici” yazısının görüldüğü ifade edilmektedir.
Muhtemelen bilmediğiniz bir başka harika gerçek de, Philip Morris logosunun Jül Sezar’ın “Veni, Vidi, vici” sözlerini içerdiğini görebilmenizdir.
9. Nuh’un Gemisi Türkiye’de bulunuyor
Nuh’un gemisinin iniş yerinin Türkiye’de olduğuna bazı bilim insanları ve bilginler tarafından inanılmaktadır. Yeryüzündeki toplu tufan hikayesi Hristiyan İncil’inde yer alır ve Nuh’un gemiyi indirdiği yerin 5165 yüksekliğindeki Ağrı Dağı olduğu tespit edilmiştir.
Birçoğu, Nuh’un İncil’deki gemisinin Ağrı yanardağına ulaştığına inanıyor. Dağa bakmak çok güzeldir ve inanılmaz doğal çeşitliliğe ev sahipliği yapıyor. Ülkenin en önemli yerlerinden biridir, bu yüzden ziyaret ederken kontrol ettiğinizden emin olun.
Ayrıca Nuh’un Gemisi’ndeki son yemek olarak inanılan tatlı ve ekşi tattaki muhallebi (Aşure), Türkiye’nin her yerinde hala servis edilmektedir.
10. Doğu Ekspresi treninin son durağı
İstanbul, Sirkeci Tren Garı’nın tarihi binasına sahiptir. Burası, 1883’ten 1977’ye kadar Paris ve Konstantinopolis (İstanbul) arasındaki Simplon – Orient Ekspresi’nin – “trenin kralları ve kralların treni” – son durağıydı.
Orient Ekspresi (Doğu Ekspresi), 2009 yılına kadar faaliyet gösteren Belçikalı şirket Compagnie Internationale des Wagons-Lits tarafından 1883 yılında oluşturulan bir uzun mesafe yolcu treni hizmetiydi.
Günümüzde TCDD Taşımacılık AŞ’nin en uzun rotalarından biri olan Doğu Ekspresi, Ankara- Kars- Ankara arasında her gün işlemekte, pulman, örtülü kuşetli ve yemekli vagonlardan oluşmaktadır. Doğu Ekspresi, Ankara’dan hareket edip Kırıkkale, Kayseri, Sivas, Erzincan ve Erzurum güzergahında 1310 kilometre yol katettikten (1 gün 7,5 saat) sonra son durağı Kars’a ulaşıyor.
11. “Turkuaz” ismi aslında Türkiye’den geliyor.
Turkuaz, ‘Türk taşı’ anlamına gelir. Avrupa’ya Türkiye’den gelen bu güzel mineral, tarihin en eski değerli taşlarından biridir. İlk olarak Türk askerleri tarafından muska olarak kullanılmıştır.
12. Nazar boncuğu, Türkiye’deki en popüler hediyelik eşyalardan biridir.
Yerel olarak Nazar Boncuğu olarak bilinen eski Türk adetlerine göre bu muska, taşıyanı kötü ruhlardan korumaktadır. 3000 yıl öncesine dayanan bu tılsımın izlerine eski Osmanlı topraklarının çoğunda rastlanmıştır. “Nazar” en çok satan hediyelik eşyadır. “Nazar boncuğu” veya “nazar” erimiş cam, demir ve bakırdan yapılmış bir taştır. 3000 yıllık bir gelenek, takan kişiyi kötü güçlerden korumak için giyilir. İnanışa göre taşın mavi rengi, sahibini negatif enerjiden koruma gücüne sahiptir.
13. Leonardo da Vinci bir zamanlar Haliç’in karşısına bir köprü tasarlamıştı.
Sultan II. Bayezid, 1473’te sanatçı ve mucit Leonardo da Vinci’den İstanbul’u günümüz Türkiye’sinin geri kalanından ayıran su yolu olan Haliç üzerinde bir köprü tasarlaması istedi.
Görev büyüktü: Nakliye trafiğini engellemeden, iki atlı arabanın yan yana gidebileceği genişlikte, tek bir atla bir kayığın ağırlığını taşıyacak kadar güçlü ve Haliç’in iki yakasını birbirine bağlayacak kadar uzun bir köprü inşa etmek.
Ancak köprü asla gerçekleşmedi. Da Vinci, tasavvur ettiği köprüyü inşa etme şansını hiçbir zaman elde edemedi. Bugün hala ayakta olan Galata Köprüsü’nün inşaatı, 1494 yılında Tullio de Sanlian adlı bir adam tarafından tamamlandı. Ancak köprü fikri, Haliç’i geçmeyi hayal eden Da Vinci’den geldi.
Köprüye 2001 yılında Galata Köprüsü adı verildi.
14 Türkiye’de diğer ülkelerden daha fazla cami var
Türkiye’de yaklaşık 100 bin cami bulunmaktadır. Dolayısıyla dünyadaki en güzel camilerden bazılarına ev sahipliği yapmaktadır, çünkü tüm Türklerin yaklaşık %99’u Müslümandır. Türkiye’nin en nefes kesici camilerinden biri, İstanbul’da halk arasında “Mavi Cami” (Blue Mosque) olarak bilinen Sultanahmet Camii’dir.
15 Türkler çayı kahveye tercih eder
Türkiye dışında Türk kahvesi ne kadar meşhur olsada nüfusun %96’sı günde en az bir fincan çay içiyor. Böylece Türkiye, dünyada açık ara en yüksek kişi başı çay tüketime sahip ülkedir. Her birey yılda ortalama 3,5 kilo siyah çay içmektedir. Türk çayı güzeldir ve küçük lale şeklindeki bardaklarda servis edilir. Kaynayan sıcak servis edildiği için parmak uçlarınızın yanmaması için kenarlarından tutmanız gerekiyor. Kıvrımlı şekliyle çayı sıcak tutan bu özel ince belli çay bardakları, çayın rengini de gösteriyor.
16 Lale’yi dünyaya Türkiye tanıttı
Daha önce Amsterdam’a gittiyseniz, orada ve Hollanda’nın diğer bölgelerinde lale mevsiminin farkında olabilirsiniz. Peki Hollanda’ya ilk lalenin 16. yüzyılda Türkiye’den getirildiğini biliyor muydunuz?
O zamandan beri ve günümüze kadar lale, tablolarda, seramiklerde, festivallerde, geleneksel Hollanda takunyalarında ve ülke çapındaki manzaralarda popüler bir tema olmuştur.
Gerçekte Laleler Orta Asya’ya özgüdür ve Orta Avrupa’ya ulaşmadan çok önce Türk bahçelerindeydiler. Türk Hükümeti ve belediyeler bu gerçeği İstanbul şehrine birçok soğan dikerek anıyor.
17 Kapalıçarşı’da 4000’den fazla mağaza var
İstanbul’daki “Kapalı Çarşı” tarihi, 14. yüzyıla kadar uzanıyor ve şu anda yaklaşık 4000 mağaza ile 64 sokaktan oluşan kesinlikle görülmeye değer bir labirent. Baharatlardan, yerel peynirlere, giysilere kadar her şeyi bulabilirsiniz. İstanbul’a gidiyorsanız kapalı çarşıyı mutlaka ziyaret etmelisiniz!
Ve bir bonus ipucu olarak, burada pazarlık yapabilir ve daha ucuz fiyatların keyfini çıkarabilirsiniz 😉
18 Türkler Fes Giymez
Ünlü, yuvarlak ve genellikle kırmızı bir başlık olan fesin her yıl Türkiye’yi ziyaret eden turistlerin en sevdiği hediyelik eşyalar arasında olması ironik bir durumdur.
Bu şapkalar genellikle televizyonlarda ülkeyle ilgili filmlerde veya tatil reklamlarında karşımıza çıkıyor. Fes giymek Türkiye’nin ilk Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Atatürk tarafından 1925’te yasaklandığından, fes ile Türkiye arasındaki bu birliktelikte komik bir ironi vardır. Bu değişiklik, Türkiye’yi Doğu ideallerinden çok Batı idealleriyle uyumlu, modern, laik bir ulus olarak kurmayı amaçlayan birçok reformundan biriydi.
Mustafa Kemal Atatürk, 25 Kasım 1925’te Şapka Kanunu’nu çıkardı ve Osmanlı İmparatorluğu’nu simgelediği görülen fesi yasakladı. Yasa hiçbir zaman değiştirilmemiş olsa da, bir tane giydiğin için tutuklanma ihtimaliniz yok!
19. Türkiye genç bir nüfusa sahiptir
Türkiye, AB’nin en büyük genç nüfusuna sahiptir. Türkiye’de ortalama yaş 31 civarındadır ve ülke nüfusunun sadece %9’u 60 yaşın üzerindedir.
20. Türkiye’de konuşulan 30’dan fazla dil var
Türkiye ile ilgili en ilginç gerçeklerden biri, ülkede kaç dil konuşulduğudur. Anayasa’nın 42. maddesi uyarınca Türkiye’de resmi dil Türkçe olsa da ülke genelinde Kurmanci (Kuzey Kürtçe), Mezopotamya Arapçası, Lazca, Çerkesce, Rumca ve Zazaca da dahil olmak üzere 30’dan fazla azınlık dili konuşuluyor.
Bonus; ” Muvaffakiyetsizleştiricileştiriveremeyebileceklerimizdenmişsinizcesine ” Türkçedeki en uzun kelimedir.
Bu yazılar da ilginizi çekebilir;
- Türkiye’nin 2024 en zeki şehirleri belirlendi.
- Dünyada ve Türkiye’de Güvenli Şehirler
- 2024 Türk Dünyası Kültür Başkenti