İslam

Vahiy nedir? Vahyin çeşitleri nelerdir?

Vahiy nedir, anlamı ne demek? Vahyin mahiyeti ve çeşitleri nelerdir? Kaç türlü vahiy vardır? Tekvini vahiy nedir? Vahyin Tdk Sözlük Anlamı Ne Demek? Vahiy Çeşitleri Nelerdir?

Vahiy nedir, anlamı ne demek? Vahyin mahiyeti ve çeşitleri nelerdir? Kaç türlü vahiy vardır? Tekvini vahiy nedir? Vahyin Tdk Sözlük Anlamı Ne Demek? Vahiy Çeşitleri Nelerdir (Kısaca)? Cenâb-ı Hak, kullarıyla nasıl konuşur? Kur’an-ı Kerim’in indirilmesi neden önceki vahiylerin hepsinden üstündür? İslam dininde Vahiy neden önemlidir? Vahiy sadece peygamberlere mi gönderilir? Vahiy ve ilham arasındaki fark nedir?

Vahiy Nedir?

Vahiy gerçeğin açığa çıkarılması ve birçok din için Tanrı hakkında bilgi edinmenin önemli bir parçasıdır. Müslümanlar için Kuran en önemli vahiy kaynağıdır. İslam’a göre vahiy, Allah’ın emirlerini peygamberler vasıtasıyla insanlara bildirmesi şeklidir.

Vahyin, mesajın kendisi, insan yaşamını değiştirebilecek ve etkileyebilecek önemli şeyler içerir. Bu yüzden İslam’da vahyin önemi ümmet için çok büyüktür. Vahiy olmadan, insanlık kaybedebilir ve Allah (cc)’ye giden doğru yolu asla bulamaz.

O sahifelerde dosdoğru hükümler vardır. (Beyyine Suresi 3. Ayet)

Sözlükte “hızlı bir şekilde ve gizlice söylemek, işaret etmek, ilham etmek” anlamındaki vahiy (vahy) terim olarak “Allah’ın bir emri, bir hükmü veya bilgiyi peygamberine gizli olarak bildirmesi” demektir.

Kur’ân-ı Kerîm’de bildirildiğine göre Allah Teâlâ’nın peygamberlere vahyetmesi ilk insan ve ilk peygamber Hz. Âdem’le başlamıştır.

Kur’ân’da peygamberler dışında bazı insanlara da vahiy gönderildiği belirtilir. Peygamber olmayanların aslında bir ilham olan belirli bir tür vahiy alması mümkündür ve kişinin erkek veya kadın olması önemli değildir. Bunlardan biri Hz. Mûsâ’nın annesidir.

“Musa’nın annesine ‘Onu emzir’ diye vahyettik” (el-Kasas 28/7)

Bir meleğin bir kişiye ve bir peygamber vahyi olmaksızın ona bazı şeyleri ilham ettiği vahiy türüne tahdîs (تَحديث) denir.

Müfessirlerin çoğunluğu Cenâb-ı Hakk’ın Mûsâ’nın annesine indirdiği vahye ilham anlamı vermekle birlikte bu vahyin Hz. Îsâ’nın annesi Meryem’e olduğu gibi Cebrâil vasıtasıyla gönderilebileceğini düşünenler de vardır. Çünkü Allah’ın melek aracılığıyla kelâmını tebliğ ettiği insanın mutlaka peygamber olması şart değildir (Âlûsî, XVI, 187; Mustafa Abdürrâzık, s. 50).

Etimolojiye göre, Vahiy ve İlham’ın iki ayrı terim olduğunu belirtmektedir. Vahiy kelimesinin birkaç anlamı vardır.

  • İşaret etmek.
  • Mesaj göndermek
  • Gizlice konuşmak
  • Biriyle gizlice veya başkalarının yanında konuşmak
  • Allah’tan gelen vahiy
  • Yazmak için gelen vahiy
  • Acele etmek, telaşlandırmak

Farklı vahiy türleri olduğunu anlamak önemlidir. Vahiy üç kategoriye ayrılabilir:

  • Peygambere gönderilen vahiy (Arapça : وَحی)
  • Peygamber olmayan vahiy (ya da ilhâm : اِلهام )
  • İçgüdüsel vahiy (hayvanlar ve bebekler gibi)

“Allah, bir insanla ancak vahiy yoluyla yahut perde arkasından konuşur. Yahut bir elçi gönderip, izniyle ona dilediğini vahyeder. Şüphesiz O yücedir, hüküm ve hikmet sahibidir.” (Şura suresi 51. Ayet)

Bu ayet, peygamberlere mahsus bir vahiydir ve ayete göre Allah, peygamberlerine üç şekilde vahyedecektir:

  • Herhangi bir ortam olmadan doğrudan,
  • Bir perdenin arkasından, bir ses duymak ama kimseyi görmemesi gibi
  • Allah’ın o peygambere vahyedilmesini istediği her şeyi o peygambere bildirecek bir melek aracılığıyla

Vahyin Tdk Sözlük Anlamı Ne Demek?

Vahiy kelimesi İslam literatüründe ve Türkçede sık olarak kullanılan sözcükler arasında yer alır. Vahiy kelimesinin kökeni Arapçadır. Türkçeye de Arapçadan yerleşmiş olan bir kelime türüdür. Türk Dil Kurumu sözlüğüne göre vahiy sözcüğünün iki anlamı vardır.

  • Bir buyruk veya düşüncenin Tanrı tarafından peygamberlere bildirilmesi
  • Bu biçimde bildirilen buyruk, emir

Diyanet’e göre Vahyin anlamı nedir?

İslam literatüründe vahiy şöyle tanımlanmıştır: Vahy, Allah’ın bazı sözleri insanlara ulaştırmak üzere Cebrail vasıtasıyla veya doğrudan, fakat bizim bilmediğimiz bir yolla peygamberlere iletmesidir.

İslam’da vahyin önemi hakkında şu maddeler sıralanabilir;

  1. Dini Mükemmelleştirmek

İslam bir mükemmelliktir. Hz. Muhammed (Sallallahu Aleyhi ve Sellem), Allah’ın elçisi olarak indirdiği son peygamberdir.  İslam’ın kuralları ve özü Kuran’da Hz. Muhammed’e (s.a.v.) vahiy olarak bildirilmiştir. Böylece vahiy, İslam’ı mükemmel bir din haline getirir.

“Bugün size dininizi kemale erdirdim, üzerinize nimetimi tamamladım ve size din olarak İslam’ı seçtim.” (Mâide Suresi 3. Ayet)

  1. Yaşayanlar İçin Rehberlik Olmak

Kur’an-ı Kerim, İslam ve genel olarak insan için en büyük vahiydir. Günlük meselelerden öbür dünya (ahiret) için rehberliğe kadar hayatın tüm yönlerini içerir. Yaşayanlar için bir rehber, hayattaki her şeyi yaparken bir referans olmaya devam ediyor.

“Ve sana her şeyi açıklamak, Allah’a teslim olanlara bir hidayet, bir rahmet ve bir müjde olmak üzere Kitabı indirdik.” (Nahl Suresi 89. Ayet)

  1. Sorunları Çözmek

İnsanlar ve Müslümanlar arasında sorunları çözmek, ayrılıkları gidermek için Allah Teala’nın sunduğu bir çözüm olarak vahiyler gelmiştir.

Hz. Peygamber döneminde yoldan çıkan, yanlış adetlere devam eden veya bozgunluk yapanlara karşı vahiy indirilmiştir. Bu sayede vahiy ile doğru yola döndürülmeleri amaçlanmıştır. Hz. Peygamber Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) vahiy alıcısı olarak onu başkalarına yaymakla yükümlüydü.

  1. Bir Kulu Allah’ın Elçisi Olarak Göstermek

Allah Teala’nin yeryüzünde 25 Elçisi vardır. Hepsi bir vahiyle işaret edilir ve her biri farklı vahyi farklı bir şekilde alır. Hz. Muhammed ( صَلَّى  ٱللَّٰهُ  عَلَيْهِ  وَآلِهِ  وَسَلَّمَ) İlk vahyi aldığında okuma yazma bilmiyordu.

Hz. Peygamber Efendimiz 40 yaşındayken, 610 yılında, Hicri 26 Ramazan’ı 27’sine bağlayan gece (Kadir gecesi) Nur Dağı’ndaki Hira Mağarası’nda tefekkürle meşgulken Cebrail adlı melek ile ilk vahiy gelmiştir.

Peygamberimize (s.a.v.)’in ilk vahyi, ilk kelimesi “ikra” – “oku” anlamına gelen Alak Suresi olmuştur. Hz. Peygamber, Hira Mağarası’nda ilk vahyi, melek Cibril (Cebrail) aracılığıyla aldı, okuması (ikra’) istendi. Dolayısıyla Bu vahiy, Allah’ın Hz. Muhammed (sav)’i son Elçisi olarak gösterme yoludur.

  1. Toplumda Çatışmaların Önlenmesi

Herkes barış içinde yaşamayı hayal eder. Ancak, çatışmalar kaçınılmazdır ve bazen dünyanın herhangi bir yerinde savaş patlak verir. İşte İslam’da vahyin önemi toplumda çıkabilecek çatışmaların önlenmesi olarak karşımıza çıkmaktadır.

  1. Allah’ın Varlığına Delil Olarak

Vahiy sadece Allah tarafından gönderilir. Bu da hiçbir surette suretini göstermese de Allahu Teala’nın varlığının bir delilidir. Allah (cc)’nin büyüklüğü konusunda, O’nun böyle bir mucize yaratmaya muktedir olduğuna bizi ikna etmenin bir yoludur.

  1. İslam Kurallarının Oluşturulması

Vahiy, Müslümanlar için faydalı bilgiler içermesinin yanı sıra İslam’ın kurallarını da belirlemektedir. İnsana bir yaşam biçimi sağlar.

“Biz Nuh’a ve ondan sonraki peygamberlere vahyettiğimiz gibi sana da vahyettik. Ve İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakûb’a, esbata (onların torunlarına), İsa’ya, Eyyûb’a, Yûnus’a, Harun’a ve Süleyman’a da vahyettik. Davud’a da Zebur’u verdik.” (Nisâ, 4/163)

Peygamber’e (s.a.v.) bir keresinde: ‘Sana vahiy nasıl geliyor?’ diye sorulmuştu. O, ‘Sürekli çalan bir çanın sesi duyulur; bazen mesajı ileten bir adam gelir. (Buhari)

Vahiy Çeşitleri Nelerdir?

Vahiy, Allah Teala’nın bu evreni düzenleme biçiminin önemli bir parçasıdır. Bu kelime, Kur’an’da Allah’a ait bir fiil olarak kullanıldığı gibi, Allah’tan başkası için de kullanılmıştır. Bu sebeple sözlük anlamı itibariyle vahiy kavramı: İlâhî ve gayr-ı İlâhî vahiy olmak üzere iki türe ayrılır.

Gayr-ı İlâhî Vahiy

Gayr-ı İlâhî vahiy için aşağıdaki ayetler misal olarak zikredilebilir:

“Zekeriyya, mabetten kavminin karşısına çıkarak onlara: ‘Sabah- akşam tespihte bulunun’ diye vahyetti.” (Meryem, 19/11)

Bu ayette, vahiy kelimesi îma ve işaret anlamında kullanılmıştır.

“Biz böylece her peygambere insan ve cin şeytanlarını düşman kıldık. Bunlar, aldatmak maksadıyla birbirlerine yaldızlı sözler vahyederler.”(En’am, 6/112.)

Burada söz konusu edilen vahiy kelimesi, fısıldamak, gizlice söylemek anlamında kullanılmıştır. (Cerrahoğlu, Tefsir Usûlü, 37)

Putlara tapmanın hâkim olduğu Hıristiyanlık yıllarında, mağaranın uyuyanları olarak bilinen Ashâb-ı Kehf de mağaraya girmek için Allah’tan ilham almıştır. Onlar peygamber değillerdi, bu nedenle vahiy değil ilhamdı.

İlâhî Vahiy

Allah Teala mesajını kuluna sadece O’nun bildiği bir şekilde iletebilir. Cenab-ı Hak tarafından yapılan vahyin “ilâhî vahiy” kavramı kendi arasında tekvînî, ilhâmî ve teşriî (hakîkî) vahiy şeklinde farklı kısımlara ayırılır.

Tekvînî vahiy: Cansız varlıkların hususi görevlerini bildiren bir vahiy şeklidir. Özel vazifelerini kendilerine bildiren Allah, Kuran-ı Kerim’de bunu vahiy kelimesiyle ifade etmiştir. Kur’an’da bu vahiy çeşidi, göklere ve yere yapılan vahiy olarak kendini göstermektedir.

İlgili ayetler şu şekildedir:

“Allah böylece onları, iki günde yedi gök olarak yarattı ve her göğe görevini vahiy etti.” (Fussilet, 41/12.)

“Yeryüzü o şiddetli sarsıntı ile sarsıldığı, içindeki ağırlıklarını çıkarıp dışarı attığı, ve insan: “Bu yere de ne oluyor?” dediği zaman, işte o gün yer, üzerinde olup biten her şeyi anlatır. Çünkü Rabbin ona vahiy etmiştir.” (Zilzal, 99/1-5).

Teşriî Vahiy: İnsan topluluklarından, kavimlerden seçilip görevlendirilen peygamberler vasıtasıyla, insanların ve de cinlerin dünya ve ahiret hayatlarının mutluluğu için prensipler koyan ilâhî mesajlardan ibarettir. Buna hakikî vahiy de denilir.

Hakîki/Teşriî vahiy kavramı; Allah tarafından peygamberlere vasıtalı veya vasıtasız olarak ulaştırılan “vahiy” olarak tanımlanabilir.

Hz. Peygamber (a.s.m)’e vahyin gelişi, değişik şekiller arz etmektedir. Bunlardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz:

1- Rüya-yı sâdıka:

Bazı kullar vahyi rüyalar aracılığıyla alırlar. Allah’ın Meleğinin önünde belirdiği, insan suretini aldığı ve Yüce Allah’tan mesaj ilettiği bir rüyalardır. Bazen yakın gelecekte olacak olayların bilgilerini içeren duvar, taş, kağıt parçası vb. üzerinde yazılı olarak görülen mesaj gibi rüyalar olabilir. Peygamberlerin rüyaları da vahiydir.

Hz. Âişe (ra)’nin belirttiğine göre, Hz. Peygamber (a.s.m)’e gelen ilk vahiy, rüya şeklinde tezahür etmiştir. Hz. Peygamber (a.s.m)’in gördüğü rüyalar, sabahın aydınlığı gibi ortaya çıkardı. (Buhârî, Bed’ü’l-vahy, 3.)

2 – Hz. Cebrail’in görünmeden vahiy getirmesi:

Bazı zaman, Hz. Peygamber (a.s.m) uyanıkken, melek görünmeksizin onun kalbine vahiy ilham edilir, indirilirdi. Buna bir çeşit teşriî (hakiki) ilham da denilebilir. Çünkü söz konusu vahiy, bir Kur’an ayeti olmamakla birlikte yine de teşriî bir mesaj ihtiva etmektedir.

Aşağıdaki hadis-i şerif, vahyin bu çeşidine işaret etmektedir;

“Rûhu’l-Kudüs kalbime şu sözü fısıldadı: Hiçbir nefis rızkını tastamam almadıkça ölmez. Öyleyse Allah’tan sakının da rızkınızı güzel ve meşru yollardan arayın.”(Suyutî, İtkan, I/59; Aclûnî, Keşfu’l-hafa, I/231)

3 – Hz. Cebrail’in insan suretine girerek vahiy getirmesi

İmân, İslâm ve ihsandan bahseden meşhur Cibril hadisi, bu çeşit vahyin bir örneğini işaret etmektedir. Tarih ve siyer kitapları, Hz. Cebrail (as)’in insan şeklinde temessül ettiği zaman, çoğunlukla sahabilerden Hz. Dihye (ra) suretinde geldiğini bildirmektedirler. (Keskioğlu, Osman, Kur’a’n-ı Kerim Bilgileri, 30.).

4 – Meleğin çan sesine benzer bir sesle hitap etmesi:

Vahiy ve ilham’ın herkesin gözünden saklanan deneyimler olduğu artık açıkça bilinmektedir. Yalnızca yüksek düzeydeki kişiler bu seçilmiş kişiler deneyimleyebilir ve onları tanımlamaya yalnızca onlar yetkilidir.

Hz. Âişe’nin bildirdiğine göre, Efendimiz (a.s) şöyle buyurmuştur:

Bir keresinde Peygamberimiz (sav) ‘e ‘Vahi sana nasıl geliyor?’ diye sorulmuştu.

“Bazen bana çan sesine benzer bir sesle hitap edilir. Bu bana en ağır gelen vahiy şeklidir. Melek benden ayrılıp giderken, ben de gelen vahyi tastamam hıfzetmiş olurum.” (Buhârî, Bed’ü’l-Vahy)

“Allah’ın vahiy ile veya perde arkasından yahut bir elçi gönderip ona kendi izniyle dilediği şeyi vahiy etmesinden başka bir suretle konuşması hiç bir insana müyesser olmaz. O yücedir, hikmet sahibidir.”(Şûrâ, 42/51)

Bu ayet-i Kerime’de vahyin üç şekline vurgu yapıldığı gibi, vasıtalı /vasıtasız vahiy çeşitlerine de işaret edilmiştir.

“Biz Nuh’a ve ondan sonraki peygamberlere vahyettiğimiz gibi sana da vahyetttik. Ve İbrahim’e, İsmail’e, İshâk’a, Yakûb’a, Esbat’a (onların torunlarına), İsa’ya, Eyyûb’e, Yûnus’a, Harun’a ve Süleyman’a da vahyettik. Davud’a da Zebur’u verdik.”(Nisâ, 4/163)

Bu ayette ise hakiki vahyin bütün peygamberler için ortak bir değer olduğu gösterilmektedir.

Bu yazılar da ilginizi çekebilir;

İlgili Makaleler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu

Reklam Engelleyici Algılandı

Lütfen reklam engelleyiciyi devre dışı bırakarak bizi desteklemeyi düşünün